21 Eylül 2014 Pazar

YAŞAM FİLMİNİZ NASIL?



Sevgili Arkadaşlar,

2005 yılında yazdığım bir yazıyı buldum az önce… Karlı bir günde yazmışım… Yaşamımı bir film olarak hatırlamış ve bu güzel filme karşıdan bakmışım… Sonra da bunu yazıya döküp yahoo grubumuz Duygusalarınma'daki arkadaşlarla paylaşmışım…

Yıl 2014… Bugün yaşamıma yeniden baktım… Aslında buna biraz da bu yazı neden oldu diyebiliriz J

İnsanın arada bir yaşamına karşıdan bakması gerek bence zaten, J çıkıp karşıdan bakınca o zaman insan bambaşka açılardan görebiliyor her şeyi…

Yıllar evvel Ferzan Özpetek’in "Karşı Pencere" filmini seyretmiştim. Filmde, filmin basrol oyuncusu kız, sevgili olmak üzere gittiği karşı apartmandaki adamın evinin penceresinden, kendi yaşamına, kendine, ailesine bakıp kararıni değiştiriyor. Çıkıp kendini ve yaşamını dışarıdan görünce, neye karar vereceğini daha iyi anlıyor. Duygu ve düşünce katmadan, nötr bir şekilde değerlendirebiliyor.

Yaşamımızdaki olaylara da aslında nötr bir şekilde karşıdan / yukarıdan bakmalıyız. Eminim o zaman bazen bize karmaşık gibi görünen herşey çok farklı görünecek…

Hepimiz senaryosunu kendimizin yazdığı ve başrolünde kendimizin oynadığı, hem senarist, hem yönetmen, hem oyuncu olduğumuz bir filmdeyiz…



Bunu kimimiz hatırlıyor, kimimiz hatırlamıyor…

Hatırlamak, aslında filmi istediğimiz gibi şekillendirebileceğimizi, senaryoyu istediğimiz hale getirebileceğimizi de hatırlamak demek… Sonrasında da filmi istediğimiz hale getirmek ve onu o şekilde oynamak kalıyor geriye…

Benim filmim sevginin filmi…

İçine huzur, neşe, dinginlik, güzellik, bolluk, sevinç, bazen sürprizler, renk, sanat, ışıltı, dostluk, aile, müzik, dans, aşk ve kedileri kattığım bir film… Sevginin her veçhesinin içinde olması için tasarlanmış bir film…

Hep böyle miydi? YUVA’dan gelirken böyle olması için tasarladığım bu yaşam hep böyle değildi elbet… İçinde sevgi daima vardı ama yolu bulmaya çalışıyordum herkes gibi… Sonra uyandıkça gerçeklere, filmim istediğim hale gelmeye başladı… Yolculuğum sevginin yolculuğu oldu… Hatırladıkça daha çok, daha çok…. Sevgi arttı ve artıyor…

Çalışmalarıma gelen kişilere yol gösterirken hep derim ki “Bir insanın yaşayabileceği hemen hemen her tür acıyı, üzüntüyü, kaybı ya da olumsuz deneyimi yaşadım geçmişte ve bunlardan sevgiyle nasıl çıkılabileceğini, nasıl mutlu bir yaşama kavuşulabileceğini çok iyi biliyorum. Yani bu bilgiler teorik değil, bizzat gerçeğin kendisi… yaşandı deneyimlendi ve şimdi öğretilip aktarılıyor.”

Başmelek Mikail Enerjisi yaşamıma girdikten sonra bir daha asla hiçbir şey aynı olmadı… Tanrı’ya sonsuz müteşekkirim bize bu yaşamda insan olarak Başmelek Mikail’i ve onun harika enerjisini gönderdiği için…

Yolculuğumda yardımcı, destek pek çok yöntem, insan, rehber de oldu elbet…

Örneğin Reiki öğrendiğimde bu yol daha netleşti yıllar önce… O benim için başlangıcı yapandı sanki… Bunun için de müteşekkirim…

Sonra işte Melek Mikail Enerjisi yaşamıma girdi ve her şey tam anlamıyla değişti…

http://www.duygusalarinma.com/tr/basmelek-mikail-enerjisi#.VB8bRvl_vE0


Bunu her fırsatta her yerde söylüyorum J çünkü öyle oldu… mucizevi değişimler yaşadım…

Hepsini bir başka kitapta anlatacağım sanırım… J

Kişilerin kendi filmlerini hatırlamaları, senaryoyu kendilerinin her an oluşturabileceklerini hatırlamaları, işlerini de kolaylaştırıyor. Günün akışını bile sevgiyle değiştirebilirsiniz. Diyelim gün kötü başladı, siz ışık ve sevgiyle bunu değiştirebilirsiniz. Sonrası çok güzel akar…

Hayatın kendisi de öyle… Kişi yaşamına ne istiyorsa ekleyebilir, yeniden oluşturabilir.

Bugün Christian Louboutin’in bir röportajını okudum… Christian Louboutin dünyaca ünlü ayakkabı tasarımcısı… Hani şu meşhur tabanları kırmızı renkte olan topuklu ayakkabıların tasarımcısı… Çocukluğundan beri kadın ayakkabılarına hayranmış Louboutin ve kendisini bildi bileli ayakkabı tasarımsıcı olmak istermiş. Bu hayalini de gerçekleştirmiş.

Röportajda benim ilgimi çeken başka bir şey oldu aslında. Burada ondan bahsetmek istiyorum biraz. Christian Louboutin küçükken seyahat etmeyi çok istiyormuş. Ama marangoz bir babanın çocuğuymuş ve parası azmış, yani seyahat imkanı pek yokmuş.  Oysa o, okula giderken önünden geçtiği bir seyahat acentasından devamlı broşür toplarmış. Bu broşürlerdeki yerlere seyahat ettiğini düşlermiş hep. Hatta düşlerini gerçek gibi detaylandırarak kurarmış. Otel odalarında kaldığını, orada maceralar yaşadığını düşünürmüş. Oralara gidiyor, oralarda yaşıyor gibi kurarmış düşlerini.



Bunu okuduğum zaman çok güldüm kendi kendime. J Christian Louboutin aslında o dönemde Tanrı’yla-birlikte-yaratım yapmış. Bir şeyi imgelerken gerçek olarak imgelediğimizde, onu çok daha kolay yaratırız. O bunları hayal gibi görmemiş, yaşamış düşlerini.

Ve işte yıllar sonra bunların hepsi gerçek olmuş. Sadece dünyaca ünlü bir tasarımcı olmakla kalmamış işi gereği devamlı seyahat eder olmuş. Hatta röportajda önümüzdeki haftaların seyahat programı da vardı ve Hindistan, İtalya, Fransa, Birleşik Arap Emirlikler, Çin progamındaydı.

Çok sevdiğim bir arkadaşımın annesi deniz gören bir ev istiyormuş. Arkadaşım anlatmıştı bana. Boğazdan her geçişinde “Tanrım lütfen bana deniz gören bir ev ver.” diyormuş tatlı tatlı dileğini seslendirerek. Arkadaşım bana bunu anlattığında ona, annesinin o ev için zaten varmış gibi Tanrı’ya teşekkür etmesini önerdim.  Arkadaşım annesine “Anne, İpek diyorki, gerçek olması için varmış gibi Tanrı’ya teşekkür etmeliymişsin..” dedikten sonra Sevgi teyze boğazdan geçerken cümlesini değiştirmiş ve “Tanrı’m bana deniz gören ev verdiğin için teşekkür ederim.” demeye başlamış. Bunu boğaz köprüsünden her geçtiğinde söyler olmuş J

Sevgi teyze bundan çok kısa bir süre sonra mucizevi şekilde İstanbul’da deniz kenarında bir ev sahibi oldu. Ve şimdi mutlu mesut o evde oturuyor J

Laboutain ve Sevgi teyze’nin ortak yanı istedikleri şeyleri Tanrı’yla-birlikte yaratmaları. Yürekten istemişler ve dilekleri gerçekleşmiş…

Bunu herkes yapabilir.

Ausey’in harika bir sözü var:

“Dünyada mucize olan evrende sadece matematiktir...”

Yani bizler işte hayatımızda her şeyi, her isteğimizi, -niyetimiz sevgiden ve saf niyetten geldiği sürece- Tanrı’yla birlikte yaratabiliriz.

Sizler, Louboutin’in ayakkabılarını beğeniyormusunuz, giyer misiniz bilmem, ya da deniz gören ev istiyormusunuz J,  ama bildiğim bir şey var ki: İstediğiniz ne varsa yaşamda, iyilikle, sevgiyle yaşam filminize katabilirsiniz.

Peki neleri eklemek isterdiniz filminize?

Bugün bu yazıyı sizi düşündürerek bırakayım… J

Yaşamınızın ışıl ışıl, mutluluk, neşe, güzellikler, iyilik, sevgi, paylaşım, aşk, dostluk, aile, birlik, kardeşlik, bolluk bereket, huzur dolu bir film olması dileğiyle…

Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin








İpek Cihan Bilgin'in web sitesi: http://www.duygusalarinma.com/





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder