İlişkide
güvenmek; hem kendine hem karşındakine…
Bir kız arkadaşımın çok mutlu evliliği var. Eşiyle uyum içindeler ve uzun yıllardır sevgi ve saygı içinde evliliklerini yürütüyorlar…
Başlarına, benim
de tanık olduğum tuhaf bir şey geldi ve bu olaydan onların sevgiyle geçişi bana
ilişkide güven konusunu bir kere daha düşündürdü…
Kız arkadaşıma
bir gün bir kadından telefon geldi… Telefondaki kişi, kız arkadaşımın eşiyle
birlikte olduklarını, sevgili olduklarını, bunu arkadaşımın bilmediğini ama
kendisine söylemek istediğini anlattı. Kız arkadaşımın cevabı ise “Öyle mi? O
zaman devam et…” oldu… Kız arkadaşım eşine o kadar güveniyordu ki, telefon açan
kadının sözlerinden hiç etkilenmedi, hatta gülerek ona bu cevabı verdi. Akşam
eşi eve gelince de ona bu olayı anlattı…
Bu kız
arkadaşımın eşiyle iş yerleri birbirine çok yakın… Öğlen yemeklerini birlikte
yerler… İşten çıkınca hemen hemen her zaman birlikte bir şeyler yaparlar… Yani
hem eş, hem sevgili hem hayat arkadaşılar… Birbirlerine karşı her zaman açık
olmuşlardır, her konuyu da açıklıkla anlatabilir ve konuşabilirler
birbirleriyle…
Aralarında,
sevginin yanı sıra, gerçek bir güven vardır.
Telefonu
açtıran ya da açan kişinin işte bilmediği buydu muhtemelen.
Biriyle
aranızda gerçekten güven olduğunda, ona tüm hücrelerinizle güvenirsiniz. Ve
bunu hiç kimse, hiçbir şey sarsamaz, siz izin vermedikçe…
Ancak bu güveni
de elbette karşı taraf size vermelidir. Yani o size bunu gerçekten
hissettirmelidir. Her kadın ya da erkek, güvenilecek birini hücreleriyle, her
şeyiyle bilir.
Derinde bir
yerlerde kuşku varsa, karşı taraf bir takım hareketlerle size o güveni
veremiyorsa o zaman zaten baştan o kişiyi aslında seçmemek gerekir bence. Çünkü
o hissettiğiniz derindeki şey, bir potansiyeldir ve bir gün karşınıza olay
olarak çıkabilir.
Arkadaşımın
kocası bu telefon olayını araştıracağını, nedenini ve yapan kişiyi bulacağını
söyledi… Ve de buldular… Arkadaşımın eşinin mağaza zinciri var. Araştırma
sonucu o zincirde çalışan ve işten çıkartılan bir kadının bu telefonu
patronundan intikam almak için yaptığı ortaya çıktı…
Biz arkadaşımın
eşini yıllardır tanırız. Eşine düşkünlüğünü ve sevgisini de biliriz. O ilişkide
son derece güvenilir biri olmasıyla beraber bu güven duygusunu etrafa da yayar…
Bu olayda güzel
olan ve beni etkileyen başka bir yön de kız arkadaşımın eşine olan güveninin
yanı sıra, kendisine olan özgüveniydi de… Arkadaşım bir kadın olarak gerçekten
özgüvene sahiptir. Eşini çok sevdiği
halde, hayatının merkezine koymaz. (Kendi yaşamınızın merkezinde daima kendiniz
olmalısınız.) Onu çok sevdiğini biliyorum. Ama kendisine de değer veren ve
kendisini her yönden seven, kendisine de saygısı olan biridir.
Bir kadının ya
da erkeğin özgüveni, aslında zaten olması gereken önemi bir şey… Arkadaşım
kendi değerini bildiği için eşini de kıskanmaz…
Kıskançlık
sevgi değildir. Sevgide delik açan, boşluk yaratan bir duygudur. Elbette
insancadır. Ama her olumsuz duygu gibi kıskançlık da kişinin kendisine zarar
verir ve ilişkiyi yıpratır. O nedenle kıskançlık duyulduğu an onunla hareket
etmek yerine, geçmesine, sevgide erimesine, yani yok olmasına izin vermek,
geçirmek gerekir…
Sağlıklı
ilişkiler, güven içinde yürüyen ilişkilerdir.
Arkadaşımın
kocası, bu olayda eşine hayranlığının bir kat daha arttığını söyledi… O,
telefonda eşinin o kadına verdiği cevaptan ve davranış şeklinden, kıskanmayıp o
olaya paye vermemesinden çok etkilenmiş. Eşinin değeri gözünde daha da artmış…
Bir erkek ya da
kadın kendisine güven duyulmasından olumlu anlamda gerçekten etkilenir… Güven
duyduğunuz kişi, (tabi öncelikle onun da bunu size hissettirmesi önemli) sizin
ona olan güveninize kolay kolay ihanet edemez…
Bir başka kız
arkadaşımla geçenlerde sohbet ediyorduk. Ortak tanıdığımız, onun arkadaşı olan
ama benim birkaç kez gördüğüm bir kızın çok güzel bir evliliğe sahip olduğunu
anlattı bana. Yıllardır mutlu bir evlilik sürdürüyorlarmış… Ben kızı tanıdığım
zaman henüz bekardı… Bana arkadaşım, onun evliliğinin ilginç bir başlangıcı
olduğunu söyledi. Kızla eşini ortak arkadaşları tanıştırmışlar…
Dışarıdan
bakıldığında tanıştırıldığı kişi öyle pek yakışıklı ya da çekici değilmiş. İyi
bir insan olduğunu ve iyi bir kariyere sahip olduğunu söyledi arkadaşım.
Tanıştırıldıktan bir süre sonra çıkmaya başlamışlar ve kısa sürede evlenmişler…
Evlenen kız arkadaşımız da bu arada çok güzel ve çok iyi bir kariyere sahip.
Onların evlilikleri dışarıdan bakınca ilk başta sanki olmazmış gibi gelmiş
herkese, (kızla tanıştırmışlar ama kızın onunla çıkacağını hiç tahmin
etmemişler, hele evleneceklerini hiç…) o
yüzden evlendiklerinde benim arkadaşım biraz şaşırmış… Yakın arkadaş oldukları
için de kız arkadaşına eşini seçerken neyin onu bu karara ittiğini sormuş…
Arkadaşı ona, ”O
gerçekten çok iyi bir insan. Bana o kadar güven verdi ki anlatamam…” demiş… “Bir gün bile nerede olduğunu merak ettirmedi.
Aradığımda her telefona çıktı ya da geri döndü…”
Uzun güzel,
sağlıklı ve mutlu ilişkilerin pek çok sırrı var elbet…
Ama kuşkusuz
ki, güven, hem kendine hem karşındakine, ilişkide altın anahtar…
Sağlıklı, mutlu
bir ilişki kurmak ya da var olan ilişkiyi daha sağlıklı, mutlu hale getirip
sürdürmek için…
O anahtarı
hatırlayın… Kullanın… Güven duygunuzu açın…
Ve ilişkinizi,
sevgilinizi/eşinizi her düşündüğünüzde mutluluk içinde gülümseyin…
Sevgiyle,
İpek Cihan
Bilgin
İpek Cihan Bilgin'in web sitesi:
http://www.duygusalarinma.com/
http://icbakademi.com/
Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin