29 Eylül 2016 Perşembe

SEVGİDE YÜKSELMEK İÇİN SONSUZ YOLLAR...




Sevgide yükselmek için sonsuz yollar…



Aydınlanma ve yükseliş için tek bir yol yok… Yollar sonsuz… Dolayısıyla, dünyada ne kadar insan varsa, her biri için de ona uygun değişik bir yükseliş yolu olabilir.

Eski dönemlerde rahipler, keşişler manastırlara kapanır, sade bir hayat sürer, sade yiyeceklerle beslenir ve yine sade giysiler giyerlerdi… Yükseliş için, insanlardan uzak kalıp sakin bir hayat sürerek yükselişlerini gerçekleştirirlerdi.

Oysa şimdiki dönemde, dönemin şartlarında, böyle bir hayat sürmek mümkün değil.

Yükselmek ve aydınlanmak için bir manastıra kapanıp tüm hayatı geride bırakmaya da zaten gerek yok…

Ruhsal bir yola kendini adayarak, keşiş ve rahip olanlar hala var elbet dünyada, ama ben bundan bahsetmiyorum.

Dünyada sıradan bir yaşam sürerken de yükselebileceğimizi anlatmak istiyorum.

Yükseliş, aydınlanma, Tanrı’nın sevgisinde yükselmek, daha sevgi dolu, daha iyi bir insan olmak demek. Işık ve sevgi olan özüne dönmek demek. Kendin olmak demek.

Bunun için de aslında zor yollara gitmeye gerek yok…

Şehir hayatını yaşarken, neşe içinde, keyifle, huzurla, güzelliklerle, sevgiyle yaşamak ve yükselmek mümkün…

Günümüzde pek çok spiritüel yöntem var yükseliş için…

Bunlardan kişiye hangisinin uyduğu, hangisinde kişinin kendisini mutlu ve huzurlu hissettiği önemli.

Ana amaç sevgide yükselmek olduğu için, kişiye sevgi ve mutluluk hissettiren yöntem zaten o kişi için doğru yöntem olacaktır.

Örneğin benim yolculuğum Reiki ile başlamıştı. Daha sonra Başmelek Mikail Enerjisi ile tanıştım ve sonrasında her şey su gibi aktı. Günlük yaşamımın içinde her an her yerde Başmelek Mikail Enerjisi kullanır oldum ve yaşamımı bu pırıl pırıl bir hale getirdi.

Başmelek Mikail Enerjisi olumsuz enerjiyi temizleyen, nötrleyen, saf ışık ve sevgi olan çok güçlü, yüksek bir frekanstır. Kaynağı, her şeyin olduğu gibi Tanrı’nın kendisidir. Evrende her şey enerji olduğu için (yaşamın kendisi, insanlar, hayvanlar, gördüğümüz ve görmediğimiz her şey) Başmelek Mikail Enerjisi’ni kullanarak, yaşamın içindeki her şeyi sevgiye dönüştürebilir, değiştirebilir ve güzel hale getirebiliriz. 

Kendimize ait olumsuz olarak gördüğümüz yanlarımızı, olumsuz duygularımızı da (üzüntü, acı, endişe, korku gibi) Başmelek Mikail Enerjisi ile değiştirebilir, sevgiye dönüştürebilir, o yanlarımıza sevgi ve ışık yayabilir ve hem kendimizi hem de yaşamımızı bambaşka bir hale getirebiliriz.

Bizim kendimizde dönüştürdüğümüz her yanımız, sevgiye dönüştürdüğümüz her olumsuzluk, sevginin artmasını ve sevgide bir adım daha yükselmemizi sağlar. Böylece yaşamımız da değişir ve çok daha mutlu, aydınlık bir hale gelir. (Bknz. Başmelek Mikail Enerjisi http://www.duygusalarinma.com/tr/basmelek-mikail-enerjisi#.V-1u7_CLRN0     )
Kişisel gelişim alanındaki tüm çalışmalarım zaten insanların kendilerini sevgiyle geliştirmelerine, yükselişlerine yönelik çalışmalar… Daha mutlu, huzurlu, güzel bir hayat yaşamalarına, böyle bir hayata geçmelerine yol gösteren çalışmalar. Bu çalışmaların tümü uzun yılların araştırma, gözlem ve bilgi birikimine ve de kişisel deneyimlerime dayalı…

Her zaman her yerde söylediğim gibi ben de uzaylı değilim, insanım ve herkes gibi bir yaşamım var ve dünyada herhangi bir insanın yaşayabileceği tüm deneyimlerin, acıların, üzüntülerin, ölüm, hastalık ve kayıpların benzerlerini yaşamışlığım var. Başmelek Mikail Enerjisi ve ona dair bilgiler, çalışmalarımda kullandığım yükseliş yolundaki yöntemler, danışmaya gelen insanlara aktardığım bilgilerin tümü,  kendi yaşamımda da kullandığım ve yaşamımı çok daha güzel bir hale getiren, acıları, üzüntüleri geride bırakarak, sevgiye dönüştürerek, temizleyerek, çok daha mutlu bir yaşama kavuşmamı sağlayan yollar, yöntemler ve bilgilerdir.  

Yıllardır da bu yolların ve yöntemlerin başka yüzlerce belki binlerce insanın yaşamını da değiştirmesine, daha mutlu ve güzel bir hale getirmesine tanık oluyorum. Onlar bu yöntemleri kendilerine uygun bularak, onlara iyi hissettirdiğini, hayatlarına mutluluk, neşe ve huzur getirdiğini görerek, alıp uyguladılar ve kendi yaşamlarını değiştirdiler. O çalışmalarda, onların mutlu, güzel bir hayata kavuşmalarını kendime mal edemem. Yol gösterebilirsiniz başkalarına, ancak o yolda onlar kendileri ilerlerler, yaşamlarını kendileri değiştirirler.

Yaşamın içinde kendi çalışmalarımda olan yöntemler, yollar gibi başka başka yollar ve yöntemler de var.


Bir gün bir arkadaşım, kişisel gelişim seminerlerine gidecek vaktinin az olduğunu, çalıştığı için akşamları iki küçük çocuğuna vakit ayırması gerektiğini anlattı. Bu yüzden de yükseliş yolunda bir şeyleri eksik yapma endişesi olduğunu söyledi. Ona, önceliğinin ve sorumluluğunun elbette ki, iki küçük çocuğunun yaşamı ve mutluluğu olduğunu söyledim. Tanrı’nın sonsuz sevgisinde yükselmek, ışıl ışıl parlamak için iki küçük çocukla birlikte geçirilen zamanları içeren, güzel, mutlu, neşe ve kahkaha dolu bir yol,  harika bir yol değil mi… Bir anne olarak onun çocuklarıyla geçirdiği her güzel an, her sevgi dolu dakika, onların yaşamına verdiği her  sevgi zerresi, aslında onun Tanrı’nın sevgisinde pırıl pırıl yükselişi demektir. Arkadaşıma içinin rahat etmesini, çocuklarıyla, mutlulukla, ışıl ışıl yükselebileceğini anlattım.

O çocuklarıyla birlikte neşe içinde kurabiyeler pişirirerek ya da onlara masal okuyarak yükselebilir…

Evet yükseliş yolları gerçekten de sonsuz. Sevginin yolları sonsuz…




Kendi yaşamımdan örnek verirsem, güzel bir klasik müzik konserine gittiğimde, ya da sadece bazen cd den sevdiğim bir müziği dinlediğimde ruhumun açıldığını, yükseldiğini, kanat çırptığını hissederim…

O müziğin verdiği huşu, beni başka boyutlara taşır.

Ya da güzel bir resim sergisini gezerken,  örneğin Monet’nin bahçelerinin tablolarına bakarken, doğa aşkıyla yapılmış resimleri, suya ışığın yansımasını resmettiği tabloları seyrederken, sudaki nilüferlerin, ışığın ve bahçelerin içine dalar, sanatla ruhumu besler ve yükseldiğimi hissederim.

Ya da deniz kenarı bir yürüyüş yaparken, bulutları, gökyüzünü, denizi, ufku izleyerek, deniz kokusu ve doğanın güzelliğiyle içim coşup taşar, huzur ve mutluluk kaplar tüm benliğimi…

Herkesin sevgi, neşe, keyif, mutluluk ve huzur hissettiği ortamlar, yerler, şeyler farklı olabilir. Bunların ne olduğundan çok insanın kendisine uyup uymadığı ve sevgiye dair şeyleri hissettirip hissettirmediğidir önemli olan…



Eğer bir şey size sevgi hissettiriyorsa, mutlu ediyorsa, iyilik, güzellik, neşe, keyif ve huzur veriyorsa o sizi yükseltiyor demektir.

Siz seçimlerinizi sevgiden yana kullanarak, her yolda yükselebilirsiniz. İş yerinde çalışırken, bir projeyi mutlulukla yürütürken bile… Hepsi mümkün…

Yeter ki sevgiyle yürüyün… Sevginin içinde ilerleyin…

Tanrı’nın sonsuzluğunda, o saf sevgi noktasına bir gün el ele varacağız… Sonsuz yollardan yürüyerek… Aydınlanma ve Tanrısal Bilinç noktasına ulaşacağız. Işıl ışıl, hep birlikte…

Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:






Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin
















22 Eylül 2016 Perşembe

"MUCİZE" KİTABINDAN...




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:


Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin


21 Eylül 2016 Çarşamba

YAŞAMA IŞIK KATAN CÜMLELER...



Yaşama ışık katan cümleler...


Bazen insanlarla yollarımız çok değişik ama yüksek nedenlerle kesişip ayrılabiliyor…

Geçen gün Robert De Niro’nun “The Intern / Stajyer” filmini seyrediyordum. Seyrederken filmde özel bir noktayı fark ettim ve sizlerle paylaşmak istedim. Seyretmeyenler için kısaca bahsedeyim, çok eğlenceli ve içinde küçük, güzel, anlamlı mesajlar taşıyan, insana hoşça vakit geçirten bir film…

Filmin başrollerinde Anne Hathaway ve Robert De Niro var. Anne Hathaway, genç yaşında başarılı bir internet moda satış işi kurmuş iş kadınını, Jules karakterini canlandırıyor. Robert De Niro ise 70 yaşında, 40 yıl aynı şirkette çalışıp daha sonra emekli olmuş, çok sevdiği eşi de ölünce yalnız kalmış, her tür hobi ve faaliyeti denemiş ama herhangi bir şey üretmeyince son derece sıkılmış bir karakteri, Ben’i oynuyor. Onların yolu, Jules’un şirketinin, yaşlı bir stajyeri, bir sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde işe almak istemesiyle kesişiyor. Ben, şirkete stajyer olmak için başvuruyor ve sonunda kendisini şirketin sahibi ve kurucusu olan Jules’un stajyer asistanı olarak buluyor…

Film, yaşlı ve emekli Ben’in şirkette çok sevilmesi, herkese deneyimleri ve fikirleriyle yardımcı olmasıyla neşeli ve eğlenceli bir şekilde devam ediyor…



Filmin önemli noktalarından biri ise, Jules’a şirketin geleceği için, işe bir CEO alması gerektiği ve şirket idaresini ona bırakması gerektiği söylendikten sonra, aslında çok istemese de, sırf evliliğini kurtarmak ve eşine daha çok vakit ayırabilmek adına Jules’un bu işe girişmesi… Aslında yüreğinde istemediği bir şeyi yapmaya çalışıyor Jules… Ve bu da elbette ki onu üzüyor…

İşte Ben burada devreye giriyor ve ona bunun Jules’un asıl isteğinin olmadığını, kalbinin sesine kulak vermesini ve gerçekte ne istiyorsa onu yapmasını söylüyor. Filmde ona, işini çok severek kurduğunu, idare ettiğini ve şirket idaresini çok da başarılı bir şekilde sürdürdüğünü ve onun hayali olan bu işi, hiçbir CEO’nun onun kadar severek yapamayacağını anlatıyor…

Aslında kızın kendisinin de bildiği bir şeyi, Ben ona hatırlatıyor ve belki de yaşamında kaderinin önemli bir dönüm noktasında, onun yanlış bir şey yapmasına engel oluyor…

Jules bambaşka bir yola, aslında istemediği halde girecekken, Ben’in hatırlatmasıyla girmiyor ve sevdiği işini, yine sevdiği şekilde yapmaya devam etme kararı alıyor.

Yaşamda bazen bir insan, sırf bize kendi yaşamımızla ilgili çok önemli bir noktayı hatırlatmak için karşımıza çıkar, o hatırlatmayı yapar ve sonra yaşamımızdan çıkıp gider…

Yolumuz onunla aslında sadece o hatırlatma için kesişir.



Bu tek bir cümle, ya da birlikte geçirilen tek bir saat bile olabilir. Biz o cümleyi duyarız, o kişi görevini yapar ve sonra herkes kendi yoluna gider…

Hiç, bir kafede tanımadığınız biriyle birkaç cümle konuştuğunuz olmadı mı?

Ya da bir iş arkadaşınızın sizi başka bir arkadaşıyla tanıştırdığı ve sadece bir kerelik bir ortamda bir araya gelip sohbet ettiğiniz ve o sohbette size aklınıza takılan bir sorunun cevabını, şaşırtıcı şekilde verdiği…

Sizin, bilmek istediğiniz bir cevabı, rastlantısal gibi görünen bir şekilde başka, hatta bazen yabancı birinden duyduğunuz?

Ya da aynı şeyi sizin bir başkasına yaptığınız. Onun ihtiyacı olan bir şeyi sizin ağzınızdan duyduğu…

Tanrı’nın yolları sonsuzdur. Siz saf niyetle bilmek istediğinizde, evrensel işaretler, cevaplar size her yerden gelebilir.

İşte yolumuzun kısa bir süre için kesiştiği bazı insanlar da bu sonsuz yollardan bize gelen cevapları bize getirenlerdir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta elbette ki o kişilerin sözlerinin yüreğimize ferahlık vermesi, mutluluk, huzur, neşe hissettirmesi… Yani ışık ve sevgi içermesi… İçimizi aydınlatıyorsa cevaplar tanrısaldır ve yolumuza ışık tutacak cevaplardır.

Yüreğimizde yankı bulan cevaplardır gerçek olanlar…

Bir gün çalışmalarımdan birine yaşlı bir hanım geldi…

Yakın çevresiyle sorunlar yaşadığını anlattı, birçok konuyu kafasına takmış, dert etmişti. Üzgün ve kızgındı. Desteği olmadığını düşünüyordu.

Çalışma onu rahatlattı. O sakinleşti, üzüntüsünün yavaşça geçtiğini ikimiz de fark ettik.

Ona gerçekten şefkat duymuştum…

Asansöre kadar geçirdim ve ayrılırken sarıldım. Sonra elini tutarak şöyle dedim: “Merak etmeyin, Allah büyük !”  Kadın bana döndü, baktı ve şöyle dedi; “Evet, büyük, değil mi…” O an o kadar özel bir andı ki anlatamam… İkimizin de gözlerine yaşlar doldu… İkimizi de Tanrı’nın sevgisi doldurdu… Bunu iliklerime kadar hissettim. Sonra asansöre bindi ve gitti…

O an, o yaşlı hanım, Tanrı’nın onun da, herkes gibi, yanında olduğunu hissetti. Ben ona o an, kalbimden geçen sözleri söyleyivermiştim. Anladım ki bu ağzımdan çıkan son sözler, ona Tanrı’ya her şartta güvenmesini hatırlatmıştı… Tanrı’nın, onunla olduğunu…

Ben o gün şöyle düşünmüştüm: Çalışmada üzüntüsünün geçmesinin ve kendisini daha iyi hissetmesinin yanı sıra o adeta, benim ona asansöre binerken söylediğim sözleri duymak için de gelmişti… Onun bu sözleri duyması, Tanrı’yla birlikteliğini, Tanrı’nın her daim yardım isteyene yardım ettiğini hatırlatmıştı ona… Desteği olmadığını zannettiği için üzülen o yaşlı hanıma aslında ben, en büyük desteğin, yani Tanrı’nın daima onunla olduğunu hatırlatmıştım…

Bu harika ilahi oyunda, dünyada, hepimiz aslında el ele yürüyoruz. Bazen hayat boyu birileriyle… Bazen kısa süre için…

Ve karşımıza bazen sadece duymamız gereken cümleler için çıkıyor insanlar…

Ben’in filmde Jules’un karşısına çıktığı ve yaşamını yanlış bir şey yapmaktan koruyacak cümleleri ona söylediği gibi…

Sevgi taşıyan, kalpte yankı bulan ve yaşama ışık katan cümleler için…


Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin






İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:








Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin


İLHAM VEREN SÖZLER...






İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:





Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin






20 Eylül 2016 Salı

"MUCİZE" KİTABINDAN...




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:






Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

12 Eylül 2016 Pazartesi

7 Eylül 2016 Çarşamba

"MUCİZE" KİTABINDAN...




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:






Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

2 Eylül 2016 Cuma

"MUCİZE" KİTABINDAN...



İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:

http://www.duygusalarinma.com/

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

1 Eylül 2016 Perşembe

EYLÜL'LE BİRLİKTE YENİYİ YARATMAK...




Eylül’le birlikte yeniyi yaratmak...






1 Eylül…

Sonbahar başlıyor…

Her mevsim yeni bir başlangıç. Her yeni ay yeni bir başlangıç… Sizin seçiminize bağlı olarak her hafta, hatta her gün yeni bir başlangıç…

Her an yeni bir başlangıç…

Siz neyi seçerseniz… Ama yürekten… Yaşam size onu getirecek…

Işık ve sevgiyle, Tanrı’yla birlikte seçiminizi yaptığınızda da sevgiyi, güzellikleri, neşeyi, huzuru, mutluluğu getirecek…

Sevgiyi seçip, içini siz nasıl istiyorsanız sevginin veçheleriyle öyle doldurun…

Aşk istiyorsanız, mutlu bir aşk gelsin…

Para, bolluk ve bereket istiyorsanız, iyiliğinize olacak şekilde para ve bolluk bereket aksın…

Sağlık istiyorsanız, sağlığınız artsın, ışıldasın…

Ne istiyorsanız onu dileyin… Onu hayal edin…

İsteyin ve öyle olsun…

Bir Eylül’le birlikte, kendi yaşamınıza, yeni bir başlangıç yapın…

Başlangıçlar hep güzeldir… Siz de Sonbahar’ın başlangıcını, Eylül’ün başlangıcını mutluluğunuz için yeni bir başlangıç olarak görebilirsiniz. Öyle görün…

Sonra da ışık ve sevgiyle akın yaşamda… Bırakın istedikleriniz, hayalleriniz gerçekleşsin…

Koşul koymayın. İnançsızlık ekmeyin… Engel oluşturmayın… Kendi kendinize engel olmayın…

Niyet koyup olmasına izin verdiğinizde ışık ve sevgiyle olur… Gününü de koymayın. Zamanı unutun. Onlar kendi zamanlarında, en uygun zamanda evrensel olarak, gerçekleşecektir.

Siz gerçekleşeceğinin sevincini kalbinizde tutun sadece…

Ve Eylül’e, ümitlerle, başlangıçlarla, kalbinizdeki o sevinçle girin…

Mutlu, sevgi dolu başlangıçlar ve ışıl ışıl bir Eylül dileğiyle…



Sevgiyle,



İpek Cihan Bilgin



İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:
http://icbakademi.com/



Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin