29 Aralık 2016 Perşembe

Yeni yıla parlak ve yüksek enerjiyle girmek için...





1-     Eğer yeni yıla güzel niyetlerle, yüksek enerjiyle girmek istiyorsanız, yeni yıldan ümitleriniz ve güzel beklentileriniz varsa, yeni güzel bir sayfa açmak istiyorsanız, mutlaka geçmişi bırakmalı, herkesle ve her şeyle ilgili nötr olmayı seçmeli, her şeyi, herkesi ve kendinizi bağışlamalısınız. Kırgın, kızgınlık taşıyan bir kalp temiz bir sayfa açabilir mi? Hayatına güzel, parlak şeyleri çekebilir mi? Kişinin enerjisi neyse, yaşamına onları çeker. Dolayısıyla kişinin enerjisinde hala kırgınlık, suçluluk duygusu, öfke duruyorsa, o kişi mutlu olayları kendisine tam olarak yaşatamayacaktır. Sevgi dolu, pırıl pırıl insanları yaşamına çekemeyecektir. O nedenle, mutlu olayları yaşamak, sevgi dolu iyi insanlarla birlikte olmak, güzel bir hayat oluşturmak için kişi mutlaka bağışlama yapmalıdır.

2-     Yeni bir yıl yeni başlangıçlar demektir. Yeni yılda yaşamınızda olmasını istediğiniz her şey için niyet koyabilirsiniz. Yeter ki niyetiniz sevgiden gelsin… Saf olsun… İyilik içersin… Tanrı ile birlikte her şeyin gerçekleşmesi mümkündür. Niyetlerinizi ve dileklerinizi sınırlamayın…

3-     Kendinizi iyi şeylere, güzelliklere layık görün… İyi bir yaşamı herkes hak eder… Bizler hepimiz, sonsuz ışık ve sevgi varlıklarıyız. Tanrı’nın ışık ve sevgi parçaları olan sonsuz ruhlarız. Dolayısıyla doğuştan değerliyiz. Ve iyi şeylere, iyi bir yaşama elbette ki layığız. Bunun bilinciyle, kendinizi iyi şeylere layık görürseniz, o zaman onları yaşamınızda çok daha kolay yaşayabilirsiniz.

4-     Size ve yeni bilinç seviyenize, yolunuza hizmet etmeyen, size iyi gelmeyen tüm eski inanç kalıplarınızı da geride bırakın. “Ekmek aslanın ağzında” “Para zor kazanılır”. “Çok gülersem ağlarım” gibi eski inanç kalıplarınız hala varsa onları fark edin ve varlığınızdan temizleyin… Tanrı’yla birlikte her şey mümkündür… Çok gülmek sadece mutluluk getirir… Bolluk bereket sonsuzdur… Yaşam Tanrı’yla birlikte, sevgiye olan seçimle çok daha rahat, kolay, mutlu, harika bir şekilde yaşanır. Dolayısıyla insanlar aslında bilerek, ya da bilmeyerek kendi inanç kalıplarını kendilerine yaşatırlar… O nedenle eski kalıplarınız varsa artık geçmişte bırakın ve bilincinizi yükseltin…

5-     Geçmişte yapmadığınız şeyler için, geçmişiniz için pişmanlık ya da suçluluk duymayın, duyuyorsanız da kendinizi bağışlayın. Çünkü mutlu, parlak bir gelecek, suçluluk duygusuyla yaratılamaz. Kişi o olumsuz duygularla yalnızca yaşamını ve kendini sabote eder. Geçmişle ilgili deneyimlerden dersleri çıkarıp, yola devam etmek lazım… Yaşamla ilgili güzel niyetlerinizi koyarken, kendinizi mutlaka bağışlayın, pişmanlıkları bırakın, ışık ve sevgiyle geleceğe yürüyün…

6-     Yeni yıla başlarken, kendi yaşamınızda olmasını istediğiniz güzel, sevgi dolu niyetlerinizi listeleyebilirsiniz. O niyetlerin gerçekleşmesi için gereken, saf niyet, temiz bir kalp, inanç, Tanrı’ya güvendir. Sizin niyetiniz sevgiden yana ve iyilik içerdikten sonra her türlü gerçekleşebilir. Yeter ki siz niyetinizi kalbinizde tutmaya devam edin, içsel olarak kuşku, güvensizlik gibi engeller koymayın… Tanrı’yla her şey mümkündür…

7-     Yaşamda olmasını istediğimiz şeyler için niyet koyarken, başkalarının yaşamlarının güzelleşmesi, yaşamlarında mutluluk, bolluk, huzur, sağlık ve güzellikler olması için dua edebiliriz. Başkaları için yapılan saf dualar, onların yaşamlarının çok daha güzel olması için son derece etkilidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, dua sadece o kişi ya da kişilerin iyiliği için yapılmalıdır.

8-     Kendi yaşamınızda olmasını istediğiniz hayalleriniz, dilekleriniz için niyet koyduktan sonra onlar için de eyleme geçmek gerekir. O konularda yeni yıla girdikten sonra da adımlar atılmalıdır. Yani yaşamınızda olmasını istediğiniz şeyleri gerçekleştirmek için siz planlamalar yapabilirsiniz. Ausey sözünde olduğu gibi: “Tanrı adım attırmaz, atılan adımları destekler…” Siz üzerinize düşeni yaptığınızda, Tanrı sizi destekler ve her türlü yardım da gelecektir…

9-     Yeni yıl temiz bir sayfadır. Siz onun nasıl olmasını istiyorsanız onu o şekilde oluşturabilirsiniz. O sayfayı siz ışığınızla, niyetlerinizle güzel bir şekilde pırıl pırıl doldurabilirsiniz. Yeni yıla ümitlerle başlayın… O ümitleri hep kalbinizde taşıyın ve hiçbir şekilde kaybetmeyin… Her şey yaşamda her an değişebilir, her mucize yaşanabilir… Mucizeler sonsuzdur…

Sevgi ve güzellikler içinde, mucizelerle, huzurla, bolluk bereketle, mutlulukla, sağlıkla ve sevdiklerinizle birlikte geçen, ışıl ışıl bir 2017 dileğiyle…

Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:

http://www.duygusalarinma.com/

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin




Yeni yılınız kutlu olsun...




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:
http://icbakademi.com/



Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

21 Aralık 2016 Çarşamba

İlham Veren Sözler...




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:

http://www.duygusalarinma.com/

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin


Epsilon Yayinevi'yle yeni seneye hazırlık...





Hem yazarı olduğum hem de kişisel gelişim danışmanlığını yaptığım, sevgili yayınevim Epsilon Yayınevi'ndeydim... 😊💛 Bu sene için niyetimizde çok güzel ışıl ışıl kitaplar var... 💙💜


Sevgiyle,


İpek Cihan Bilgin














İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:





Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin









16 Aralık 2016 Cuma

"Mucize" kitabından...




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:






Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

12 Aralık 2016 Pazartesi

Dünya iyi insanlarla dönüyor...





İnsan dünyada gerçekleşen bazı kötülükleri görünce zaman zaman üzüntüye, karamsarlığa kapılabiliyor… Ancak şunu unutmayalım ki karamsarlık, ümitsizlik, çaresizlik ilizyondur. Gerçek ışıktır… O nedenle çevrede ne yaşanırsa yaşansın, sevgide kalmak, sakinliği, içhuzurunu, aydınlığı korumak lazım… Sakin, dingin, sağlam ve sevgide durduğumuzda, yaşanan olayların içinden ışık ve sevgiyle daha kolay geçebilir, başkalarının da acılarına daha rahat yardımcı olabilir, onlara destek olabiliriz.  
Sevgide olmak, sakinliği korumak, duyarsızlık demek değildir. Sağlam, sakin, dingin duran birisi başkalarına daha da iyi yardım edebilir. Onlara daha çok ümit, şefkat, merhamet gösterebilir, ışık yayabilir.

Dünyada kötü insanlar, kötülükler yapanlar olduğu gibi, harika iyi insanlar da var ve dünya bu iyiliklerle dönüyor… 

Dün annemle bizim oradaki deniz kenarındaki parklardan birine gittik, temiz hava alalım, doğada vakit geçirelim diye…  Parkta küçük küçük iki kafe var… Parkın etrafı da denizle çevrili… Çok güzel bir yer… Ve o parkta birçok hayvan birlikte, barışçıl bir şekilde yaşıyor, karga, güvercin, kedi, serçe… Hatta ağaçlarda papağanlar bile gördüm… Biz de giderken yanımıza kedi maması aldık, oradaki kedilere mama koyalım diye…  Parkın içinde yürürken, kedilere mama dağıta dağıta yürüyorduk ki baktım mamaları yerken biraz nazlanıyorlar… Sonra fark ettim ki bizden önce parka gidenler kedileri beslemişler… Biraz ilerlediğimizde de yol kenarında açık büfe gibi : ) kedi mamaları gördüm, o kadar çoktu ki… Kediler doymuş, mayışmışlar, güneşleniyorlardı… Keşke dünyada her yer böyle olsa ve insanlar kedilere ve diğer hayvanlara yardım etseler… Böyle birçok yer var bizim etrafımızda… Mesela Moda da böyledir. Halkı hayvan dostudur… Herkes mahallemizdeki kedi-köpek tüm hayvanlara mama ve su verir, her yerde mama kapları görebilirsiniz Moda’da…

Biz annemle parktan dönerken yavru bir kedi gördük, tüylü ve çok şekerdi, içimden "Alsam mı?" diye geçirdim, sonra baktım orada mama ve kedi evleri çok, doğada güzel güzel vakit geçiyor… Sevdik, okşadık o minik kediyi, sonra arkadaşlarıyla bırakıp eve döndük…
Ama ben durur muyum, içime sinmedi tabi… Akşam olunca başladım, “Annesi de yoktu, soğukta üşür mü?”… Bir sürü düşünce bende… Küçük kedicik aklıma takıldı… Daha önce de aynı şekilde birkaç kedi evlat edinmişliğimiz var, hepsi şimdi Bursa’da çiftlikte mutlu mutlu yaşıyorlar…  Annemi aradım ve biz akşam o saatte parka geri gittik…

Parkın girişi çok karanlıktı, “pisi pisi” epey bir seslendik, minik kediyi arıyoruz ama parka da girmiyoruz karanlık diye… Sonra tam biz oralarda aranırken, ellerinde torbalarla genç bir çift geldi parkın girişine… 5-6 büyük poşet, hepsinde konserve kedi maması dolu… Parka mama dağıtmaya gelmişler… Selamlaştık, onlara bizim gündüz bebek bir kedi gördüğümüzü ve onu aramaya geldiğimiz anlattık… Ve bu güzel tesadüfün bizi karşılaştırıp bir araya getirmesi ile küçük bir ekip olduk,  parka hep birlikte girmeye karar verdik… Tüm parkı onlarla birlikte tam bir saat dolaştık, her köşesine mamaları dağıttılar, biz bizim kediyi arıyoruz tabi bu arada, ve onlara da cep telefonunun feneriyle ışık tutuyoruz… Onlar biz ışık tutunca işlerini daha kolay yaptılar, imece usulü parktaki tüm kediler karınlarını mutlu mutlu doyurdular…  
Biz küçük kediyi bulamadık. Ama, parkın her zerresine neredeyse baktıktan sonra, şunu anladık ki bizim gibi düşünen birisi bizden önce davranıp onu almış… Yani bebek kedi belli ki artık mutlu bir ev kedisi olacak… Hayvanların doğada yaşaması normaldir, ancak belli bir aya gelene kadar bebek kediler anneleri etraflarında olursa daha rahat adapte olurlar çevreye… O süreçten önce bebek kedi annesiz kalırsa biraz daha zorlanabilir… O nedenle tabi ki her kediyi alıp eve götürmeye gerek yok, onların yeri doğal ortamları bence, ve onlara o doğal ortamlarında destek olmak, yardım etmek gerek. Ancak o ortamda yaşayamayacak olanlara da ev ortamı sağlayabiliriz… Böylece hem o tür kedilerin hayatı kurtulmuş olur, hem de biz onlarla birlikte mutlu bir hayat sürme şansına sahip oluruz.

Hayatı boyunca kedisi olan biri olarak, bir-birkaç- kediyle yaşamanın insana ne kadar huzur, neşe, sevgi verdiğini söyleyebilirim… Hatta bir hayvanla birlikte büyüyen, o sevgiyi yaşayan çocukların da yaşamda daha mutlu, sağlıklı, huzurlu, neşeli, yaşamla barışık çocuklar ve bireyler olduğunu düşünüyorum…
Dün akşamki deneyim bana, yaşamda hala harika iyi insanlar olduğunu hatırlattı / gösterdi… Her hafta sonu ormana köpeklere mama götüren bir arkadaşım var… O ve onun arkadaşları, bir grup oluşturup hafta içi ve hafta sonu, belli günlerde köpek beslemeye gidiyorlar, oradaki köpeklerden hasta olanları tedavi ettiriyorlar…

Herkes yaşamda, dünya ve çevre için üstüne düşeni yapsa, zaten dünya cennet haline gelir… Biri çocuklara yardım ederken, bir başkası hayvanlara yardım etse, bir diğeri çevre için çalışsa… Herkes görev paylaşımı yapıp dünyayı daha güzel, daha mutlu dünya haline getirmek için çalışsa… Eminim dünya bambaşka olur… Işıl ışıl, mutlu, neşeli, güzel bir dünya…
Bir gün öyle olacağına inancımı hala koruyorum… Ben insanlığa hala inanıyorum…

İyi insanlar var ve hep olacak… Ve dünyayı bu iyi insanlar kurtaracak…
Siz de inanın… Ümidinizi, inancınızı hep koruyun…

Sevgiyle,
İpek Cihan Bilgin





İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin








8 Aralık 2016 Perşembe

İlham Veren Sözler...





İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:

http://www.duygusalarinma.com/
http://icbakademi.com/



Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin






80 yaşında mankenlik yapan Deshun Wang'ın ilginç öyküsü



80 yaşında olup yaşamda hala hayallerini gerçekleştirmeye devam eden ve "Vazgeçmek için bahanen olmasın.. Parlaman gerektiği zaman en parlağı ol..." diyen Deshun Wang'ın öyküsü... Düşlerinizi gerçekleştirmek için hiçbir zaman geç değildir...









Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin






İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:

http://www.duygusalarinma.com/




Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin


1 Aralık 2016 Perşembe

"Mucize" kitabından...





İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:

http://www.duygusalarinma.com/




Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

26 Kasım 2016 Cumartesi

Yeni, güzel bir alışkanlığı hayata katmak için…





Yaşamda rutin yaptığımız şeyler bir süre sonra alışkanlık haline gelebiliyor. Alışkanlık kötü bir şey demek değil, insanları birbirine bağlayan güzel bağlardan biri hatta alışkanlık… Alışkanlık insan yapısında olmasaydı, şu anki bilincimizle eminim bizler bir arada yaşamazdık…
Sürekli yaptığınız bir şey bir süre sonra alışkanlık haline gelebiliyor. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu alışkanlığın özünüze uyması, sevgi içermesi… Ancak o zaman o alışkanlık sizin için iyiliğinize olan bir alışkanlık olabilir.

Örneğin spor yapmak… Bu aslında kişinin sağlığı ile ilgili bir durum olduğu için, hangi tür spor olursa olsun, yürüyüş de dahil, bu alışkanlık olduğunda, kişi bunu yapmaya devam eder ve bu da sağlığı için iyiliğine olan bir şeydir.
Ancak alışkanlıkla bağımlılığı karıştırmamak gerekir. Bağımlılık çok farklıdır ve sevgi içermez. Bir şeye tutunmak, bağımlı olmak onsuz yaşayamaz hale gelmek demektir ki bu da hiçbir şekilde kişinin iyiliğine olmaz. Bağımlılığın ne türü olursa olsun bu, kişiye iyilik getirmez. Bir insana, bir eşyaya, maddeye, her neye olursa olsun, bağımlılık, özgür ruh olan bizlere terstir. Bizim doğamız ışık ve sevgidir, dolayısıyla özgürlüktür. O nedenle bağımlılık kişinin kendi özüne, mutluluğuna, neşesine uymayan bir durumdur ve yalnız mutsuzluk getirir.

İlişkilerde bağlılık ışıktır, bununla bağımlılığı da karıştırmamak gerek… Bağlılık sevgi içerir ve sevgi dolu bir ilişkide uygun olandır. Bağımlılık, her şeyde olduğu gibi, ilişkiler için de mutsuzluk getiren durumdur…
Alışkanlığa gelince, bir kişi yaşamında ona iyilik getirecek ancak aslında pek alışkanlığı olmayan bir şeyi kendi niyeti ve isteğiyle de edinebilir. Yani sonradan kendi kendine, daha önce edinmediği iyi bir alışkanlığı edinebilir, yaşamına yerleştirebilir. Bunun için öncelikle bu konuda sağlam ve saf bir niyet koymak gerekir. Kişinin kararlılığı bu konuda çok önemlidir.

Bir şeyi alışkanlık haline getirmek, yaşamınızda sizi mutlu edeceğini düşündüğünüz, spor gibi bir şeyi alışkanlık şeklinde sürdürmek istiyorsanız o zaman bunun için kararlı olmanız ve buna gerçekten niyet koymanız gerekir.
Kitap okumak, meditasyon yapmak, egzersiz yapmak gibi, yaşamınıza mutluluk getireceğini düşündüğünüz şeyler varsa bunları alışkanlık haline getirebilir ve istediğiniz kadar sürdürebilirsiniz. Unutmayın bu sürdürme de yine size bağlıdır. Siz özgürsünüz… Bu alışkanlığa başlayabilirsiniz, ya da bir noktada bitirebilirsiniz eğer size uymadığını ya da faydalı olmadığını düşündüğünüz bir durumsa, ya da başka bir şeye geçebilirsiniz. Hepsi sizin elinizde ve seçiminizledir.

 İyiliğinize olan bir şeyi alışkanlık edinmek için:
1-     Onun gerçekten iyiliğinize olduğuna, sizi mutlu edecek şey olduğuna emin olun… Sırf başka bir kişiyi mutlu ediyor diye başlamayın, herkesin yaşamına uyan şey farklı olabilir. Biri yüzme sever, biri yürüyüş, kendinizi tanıyarak size uygun olanı bulun.

2-     O başladığınız ve iyiliğinize olan şey, diyelim kitap okumak, size yapması zor gibi görünüyorsa, o zaman ufak adımlarla başlayın. Yani kitap okuma alışkanlığı mı edinmek istiyorsunuz, başlangıçta her gün 1-2 sayfa okuyun. Daha sonra bunu her gün zaman içinde istediğiniz kadar arttırabilirsiniz. Burada önemli olan bunu her gün, kararlılıkla devam ettiriyor olmak. (Sporsa da günde 1-2 dakika ile başlayın her gün biraz arttırın, sonra istediğiniz sürede sürdürebilirsiniz.)

3-     Alışkanlık bağımlılık demek değildir bunu hep hatırlayın. Siz yaşamınıza kendiniz karar vermelisiniz. Özgürsünüz.

4-     Yapmaya başladığınız ve alışkanlık haline getirmek istediğiniz şey sevdiğiniz şey olmalı… Yani yürüyüş yapacaksanız, bunu sevdiğinizi söyleyin kendinize… “Yürüyüş sevmiyorum.” deyip yürüyemezsiniz. Bu düşünce tarzınız sizi er geç engelleyecektir, kendi kendinizi sabote eder ve bir noktada onu bırakırsınız. İyi bir alışkanlık edineceğiniz zaman onu sevdiğinizi tekrar edip durun. Sonunda onu sevdiğinizi fark edeceksiniz. İyiliğinize olan bir şeyi yapmak için zaten sevgi gerekir…

5-     Yaşam çok güzel, değişik renklerle, maceralarla, keyifli şeylerle doludur. Bir alışkanlıktan vazgeçip başka birine geçebilirsiniz. Özgür olmanın mutluluğunu yaşayın…
Birkaç yıl önce, spor gibi kişinin iyiliğine olan bir durumu alışkanlık haline getirmek, kararlılık ve azimle ilgili önerilerimi yazmış, düzenli olarak bir süre boyunca mail grubuma göndermiştim. Danışanlarımdan birinden daha sonra bununla ilgili bir geri bildirim maili aldım. O, küçük çocuğu olan ve çalışan biri olarak spora hiç vaktinin olmadığını düşünüyormuş ancak benim yazılarımdan sonra, her gün bir iki dakika spor yapmaya başlamış. Sonra bunu her gün biraz daha ve biraz daha şeklinde, önerdiğim gibi, arttırmış. Daha sonra bu o kadar hoşuna gitmiş ki kendisine spor için nasıl zaman yaratabileceğini düşünmeye başlamış. Ve bir gün fark etmiş ki iş yerinin çok yakınında bir spor salonu var… Oraya üye olmuş ve öğle tatillerinde spor yapmaya başlamış. Bu ona hem ruhsal, hem de fiziksel olarak sağlık anlamında çok iyi gelmiş. Daha sonra bunu devam ettirdiğini de anlatmış bana mailinde…   

Yaşamda her güzel şeyi hayatımıza katabilir, farklı güzellikleri yaşamda alışkanlık haline getirebilir ve sürdürebiliriz. Spor gibi, kitap okuyup kendini geliştirmek gibi, sürdürülmesi bize iyi gelen şeyleri bizler alışkanlık haline getirerek devam ettirebiliriz.
Bugün kendiniz için bir kağıda, yaşamınızda bir türlü yapamadığınız ve yapmak istediğiniz neler var listesi yapabilirsiniz. Sonra da bunları hayata gün gün geçirebilirsiniz.

Yeni bir yıla giriyoruz… Yeni başlangıçlar yapmak için bu da güzel bir fırsat işte…
Haydi ne duruyoruz, yeni, farklı güzelliklere kanat açalım…

Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:
http://icbakademi.com/



Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin





23 Kasım 2016 Çarşamba

Yaşama daha çok neşe katmak...





Bazı dönemler daha çok neşeye ihtiyacı var insanın...Özellikle de etrafta, ülkede ya da dünyada sıkıntılı bir takım günler geçiriliyorsa... İnsanlar karamsar şeyler yazıp çiziyorlarsa, o tür konuşmaları daha çok yapıyorlarsa... 

Güne daha çok neşe katmak lazım, daha çok aydınlatmak günü, ışığı daha da yükseltmek ve yaymak lazım... Güzel şeyler düşünmek... Daha çok renge yer vermek düşlerinde, gününde, yaşamında, hatta kıyafetlerinde... Daha keyifli şeyler yapmak.. Sevdlğin ne varsa, yapmaktan mutlu olduğun ne varsa daha çok yapmak... 

Neşelenmek etrafta olup bitene duyarsız olmak demek değil. Tam tersi, eğer dünyaya yardım etmek istiyorsak o zaman sağlam durmalıyız. Huzurlu, dengeli, kendiyle barışık, mutlu, güçlü ve cesur bir insan çevresine ve dünyaya daha çok yardım edebilir, acılara ve yaralara daha çok şifa dağıtabilir, yol gösterebilir insanlara, umut, huzur, neşe verebilir... Başkalarının sıkıntılarının içinden daha rahat geçmesini sağlayabilir...
 Tüm bunları dramla değil ancak sevgiyle yapabilir insan... O yüzden daha çok ışık, daha çok sevgi, daha mutluluk, ve daha çok neşe lazım... 


Ve bu da bir seçim meselesi... Sevgiyi seçerek, neşeye daha çok yer vermek, yaşamında neşeyi çoğaltmak... Üzüntü ve acılar yerine neşeye odaklanmak...


Neşeli günler dileğiyle...

Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin






İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:



Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin