29 Mayıs 2019 Çarşamba

Hayaller sizden ne ister?








Bugün sevgili dostum Şebnem Toker yazısında “Hayallerini izle onlar yolu biliyor.” demiş... 

Benim hayallerim de onları izleyince beni bugün bizim evin çatısına götürdü... (Yarın bakalım nereye götürecek?😊

İnsanın hayallerini izlemesi, hayal kurması, yaşamını kendi dizayn etmesi bu dünyada ona verilmiş en büyük lütuflardan bence... Hayal kurmasak, onları gerçekleştirmesek eminim dünya hiç ilerleyemez, en ilkel halinde yürür giderdi. Tüm gelişmeler, teknoloji, ilerlemeler aslında hayallerin önce kurulup sonra gerçekleştirilmesi sayesinde değil mi ?..

Geçenlerde Nasa 2020'de Mars'a yolculuğa çıkacak bir uzay aracındaki çiplere insanların isimlerinin yazılacağını açıklayarak, yazdırmak isteyenler için bir kampanya başlattı... İsimlerini yazdırmak isteyenler kayıt yaptırdığında, onlara Mars bileti gönderiliyor internet üzerinden... En büyük katılım da Türkiye'den olmuş... 

Aslında o biletler bence insanların bir gün Mars'a yolculuk yapma hayalini taşıyor... (Ben yazdırmadım, neden derseniz Mars'ı çok kurak buluyorum 😊 şöyle daha mavi, sulu bir yer olsa falan yazdırır, gitme hayali de kurardım ama şimdilik en güzeli - bizim diye söylemiyorum ama -  bizim Dünya bence... ) 

Ben yazdırmadım ismimi evet ama yazdıran tanıyorum... 

İşte Mars'a gitme hayalleri kuranlar... Ya da bambaşka hayalleri olanlar için... 

İnsanın hayal kurup onları gerçekleştirebilmesi için öncelikle sınırlarını kaldırması lazım. Çünkü hayaller sınırsızlığı sever... 

Ayrıca cesaret sever hayaller, gerçekleşebilmek için...

Bende sanırım bunlardan ikisi de var... Değişik şeyler denemeyi seviyorum ve buna çılgınca bir cesaretim de var ve bunun için de hep şükrediyorum Tanrı’ya... Cesaret vizyonunuzun genişlemesini sınırlarınızın evrenin ötesine bambaşka boyutlara taşınmasına yardım ediyor... Tanrısal yolculuğumuzda da kişisel gelişimimizde de en önemli itkilerden bence cesaret...

Yıllar evvel beni kömür madenine, yerin kilometrelerce altına bir keşif turuna indiren, göklerde metrelerce yukarda parasailing yaptıran, geçen hafta trambolinle ilk defa tanışınca hiç tereddütsüz denemek istiyorum dedirten ve deneten, bugün de 6 katlı binanın çatısına çıkartan, işte bu cesaret... Öyle bir manzara varmış ki çatılar, ağaçlar, kuşlar ve denize, karşı sahile karşı... Kuş gibi hissettirdi bana, çıktığıma değdi...

Son olarak da hayalleri gerçekleştirmek büyük ve sağlam bir inanç ister. Çünkü, hayalinize inanırsanız ancak onu hayata geçirebilirsiniz.

Bugün çatıya çıkma, damda martılarla yürüme fırsatı, yıllardır yapsam dediğim bir şeyi hayata geçirmekti benim için... Esen rüzgarı hissetmek, kırmızı kiremitlerin üzerinde yürümek... Bulutlara, göğün maviliğine, ağaçların tepelerine, uzaktan görünen çatılara, denize, 360 dereceden bakmak... 

Terastan baktığım çatılara bir de en yukarıdan kuşlarla birlikte bakmak çok huzur ve mutluluk verdi... Ve yaşam defterimde bir tane daha hayalimi gerçekleştirmiş olmanın neşesini... 




Hayalin büyüğü küçüğü olmaz... İster çatıya çıkıp İstanbul’a kuşbakışı bir yerden bakmak olsun, ister bir şato alıp o şatoda yaşamak, ya da uzayda başka bir gezene yolculuğa gitmek... 

Açıp kalbinizi hayallerinize bir bakın bugün, bakın bakalım neler var içlerinde... 

Ve izleyin onları Şebnem’in dediği gibi... Sizi kimbilir ne güzelliklere, nerelere götürecekler...


Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:
http://www.duygusalarinma.com

http://icbakademi.com/







Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır

(c) copyright İpek Cihan Bilg

16 Mayıs 2019 Perşembe

İkili ilişkilerde kriz durumları...





İlişkiler esas kriz durumlarında belli oluyor... 

Normal hayatın içinde, her şey güllük gülistanlıkken tabi ki insanlar birbirine daha sevgi dolu ve iyi davranabiliyorlar. Ama bir ilişkinin rengi, aradaki sevginin gerçek olup olmadığı işte bu kriz durumlarında ortaya çıkıyor. 

Arada gerçek sevgi varsa tüm krizler birlikte aşılabilir...

Sevgiyle,
İpek Cihan Bilgin





İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:
http://www.duygusalarinma.com

http://icbakademi.com/








Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır

(c) copyright İpek Cihan Bilg

İkili ilişkilerde hoşgörü...




Sorunsuz ilişki olamaz, her ilişkide, en güzeli bile olsa kriz durumları çıkabilir. Her şey kişinin istediği gibi dört dörtlük gitmeyebilir...
Ama ilişkinin genelinde sevgi varsa, karşılıklı sevgi ve saygı içeriyorsa, mutlu bir ilişkiyse o zaman küçük detaylara takılmamak, hoşgörmeyi bilmek lazım.
Beyaz bir gülün bile yapraklarında birkaç benek olabilir... Ama baktığında bembeyaz çok güzel bir gül görürsün karşında... Ve mutlusundur o gülün pırıl pırıl varlığıyla...

Sevgiyle,
İpek Cihan Bilgin




İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:
http://www.duygusalarinma.com

http://icbakademi.com/











Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır

(c) copyright İpek Cihan Bilg


14 Mayıs 2019 Salı

"Gülibrişim ağaçlarına ne oldu?"




“Başımı kaldırdım, karşımda yemyeşil dallarıyla, pembe, kocaman, ipek ipek çiçekleriyle harika bir ağaç… “Aman Allahım ne kadar güzelsin…” diye düşündüm. “Seni Yaratan ne kadar özene bezene yaratmış…” Hafif esen rüzgarda yaprakları, ipeksi çiçekleri nazlı nazlı sallanıyordu… Güneş ışığı, ipeksi çiçeklerinin pembeliğine pırıltılar katmıştı… Adeta gözlerim güzellikten kamaştı bir an… Sonra bir iki adım attım. Bir tane daha aynı ağaçtan!… Sonra bir tane daha!…

Bütün ağaçlar çok güzeldir, dünyanın incileri, nefes alma noktalarıdır, ama ne bu çevrede, ne de bölgede bu güzel ağaçlardan görmemiştim… Bunlar çok güzel, çok nazlıydı… Çiçeklerinin pembeliği, tüy gibi inceliği de, yapraklarının güzelliği de çok farklıydı… 

Sonradan öğrendiğim bu güzelliklerin ismini. Botanikle çok ilgili, doğasever bir aileden geldiğim için pek çok özel ağacı da tanır bilirim… Ama işte Gülibrişim'lerle uzun yıllar evvel Moda’da, o gün karşılaşmış, tanışmıştım : )



Gülibrişim ağaçları, İpek Mimoza da denilen ağaçlar… (Albizia Julibrissin) Anavatanı Asya’nın tropikal bölgeleri olan bu ağaçlar Çince’de “Mutluluğu bir araya getiren çiçek” diye anılıyormuş.  Ne güzel bir tanımlama… İnsana o ağaçları, o güzellikleri görmek gerçekten de mutluluk veriyor bence… 
İşte benim yıllar önce gördüğüm ve tanıştığım bu güzel üç adet Gülibrişim ağacı, Moda burnunda, Ali Usta Dondurmacısı ile Kemal Usta Waffles dükkanlarının önünde yer alıyordu…

Harika güzellikte, pembe ipek çiçekli ağaçlar… Hatta o ağaçlara renkli renkli fenerler asılı olurdu. Gelen giden o ağaçlarla fotoğraf çektirirdi…

Şubat ayının sonunda bir de bakarım ki o güzelim ağaçların çiçeklerinin, yapraklarının, dallarının yerinde yeller esiyor... O harika ağaçları ve yanındaki iki büyük ağacı daha, korkunç bir şekilde budamışlar... Budama dediysem budama değil, neredeyse sadece gövde kalmışlar inanılır gibi değil... Malesef ağaçlar Mayıs geldiği halde yaprak bile çıkaramadı hala kupkuru duruyorlar yanlış budama nedeniyle... Bu ağaçlar çok özel ağaçlardır üstelik, budama isteyen ağaçlar değildir... (Budama sadece çürümüş bozulmuş dallardan ağaçları kurtarmak için yapılır, böyle bir durum yoksa da yapılmaz normalde, apartmanımın, dükkanımın önünü kapatıyor diye hiç yapılmaz.)

Caddenin o bölümünde ve çevresinde diğer hiçbir bölümde başka budanan ağaç da yok üstelik... Yani sadece o üç Gülibrişim ve yanlarındaki iki farklı ağaç daha… 



Moda burnuna Ali Usta ve Kemal Usta Waffles’ın oraya gittiğinizde malesef görebilirsiniz... 

Ben bu konuda insan olarak, doğa sever olarak üzerime düşeni de yapmak istedim. Kupkuru halleri gerçekten üzücü…

Üç beş ağaç deyip geçmemek lazım, Moda’nın güzelliklerinden göz nuru ağaçlardı onlar... Birileri sesini çıkarmazsa, ağaçların, hayvanların sesi olmazsa, doğa nasıl kendini kendi kendine korur...

Bu konuda yazmak istedim… Durumu anlatmak istedim. Bir farkındalık yaratmak amacıyla… Doğayı korumak için en azından duyarlı olabiliriz. Gördüğümüz yanlışlıklara sesimizi çıkarabiliriz. Belki hatta önleyebiliriz.

Bu ağaçların budanması konusunu, kimin yaptığını ve nedenini Ali Usta dondurmacısına ve Kemal Usta Waffles a da girip sordum, iki dükkandakiler de hiçbir şey bilmediklerini söylediler konuyla ilgili. Tam önlerinde ağaçlar…

Kadıköy Belediyesi’ne ve Moda muhtarlığına şikayet olarak da bildirdim olayı.

İnşallah önlem alırlar ve bir daha ağaçlar bu hale gelmez, belli ki yanlış olan budamayla, bunlar yaşanmaz.

Dilerim dünyanın güzelliklerini, insan dışındaki diğer canlı varlıkları, doğayı, ağaçları, çiçekleri, suyu, hayvanları korur kollarız… Bilinçsizliklerin önüne geçer, hep birlikte uyanırız… 

Çünkü dünya tüm canlılarıyla birlikte güzel… Ve yaşanmaya değer…

Diğer tüm canlılarıyla… Ve ‘Gülibrişim’leriyle…


Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin







İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:
http://www.duygusalarinma.com

http://icbakademi.com/








Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır

(c) copyright İpek Cihan Bilg