30 Mart 2016 Çarşamba

İLİŞKİDE GÜVENMEK; HEM KENDİNE HEM KARŞINDAKİNE




İlişkide güvenmek; hem kendine hem karşındakine…




Bir kız arkadaşımın çok mutlu evliliği var. Eşiyle uyum içindeler ve uzun yıllardır sevgi ve saygı içinde evliliklerini yürütüyorlar…

Başlarına, benim de tanık olduğum tuhaf bir şey geldi ve bu olaydan onların sevgiyle geçişi bana ilişkide güven konusunu bir kere daha düşündürdü…

Kız arkadaşıma bir gün bir kadından telefon geldi… Telefondaki kişi, kız arkadaşımın eşiyle birlikte olduklarını, sevgili olduklarını, bunu arkadaşımın bilmediğini ama kendisine söylemek istediğini anlattı. Kız arkadaşımın cevabı ise “Öyle mi? O zaman devam et…” oldu… Kız arkadaşım eşine o kadar güveniyordu ki, telefon açan kadının sözlerinden hiç etkilenmedi, hatta gülerek ona bu cevabı verdi. Akşam eşi eve gelince de ona bu olayı anlattı…

Bu kız arkadaşımın eşiyle iş yerleri birbirine çok yakın… Öğlen yemeklerini birlikte yerler… İşten çıkınca hemen hemen her zaman birlikte bir şeyler yaparlar… Yani hem eş, hem sevgili hem hayat arkadaşılar… Birbirlerine karşı her zaman açık olmuşlardır, her konuyu da açıklıkla anlatabilir ve konuşabilirler birbirleriyle…

Aralarında, sevginin yanı sıra, gerçek bir güven vardır.

Telefonu açtıran ya da açan kişinin işte bilmediği buydu muhtemelen.

Biriyle aranızda gerçekten güven olduğunda, ona tüm hücrelerinizle güvenirsiniz. Ve bunu hiç kimse, hiçbir şey sarsamaz, siz izin vermedikçe…

Ancak bu güveni de elbette karşı taraf size vermelidir. Yani o size bunu gerçekten hissettirmelidir. Her kadın ya da erkek, güvenilecek birini hücreleriyle, her şeyiyle bilir.

Derinde bir yerlerde kuşku varsa, karşı taraf bir takım hareketlerle size o güveni veremiyorsa o zaman zaten baştan o kişiyi aslında seçmemek gerekir bence. Çünkü o hissettiğiniz derindeki şey, bir potansiyeldir ve bir gün karşınıza olay olarak çıkabilir.

Arkadaşımın kocası bu telefon olayını araştıracağını, nedenini ve yapan kişiyi bulacağını söyledi… Ve de buldular… Arkadaşımın eşinin mağaza zinciri var. Araştırma sonucu o zincirde çalışan ve işten çıkartılan bir kadının bu telefonu patronundan intikam almak için yaptığı ortaya çıktı…

Biz arkadaşımın eşini yıllardır tanırız. Eşine düşkünlüğünü ve sevgisini de biliriz. O ilişkide son derece güvenilir biri olmasıyla beraber bu güven duygusunu etrafa da yayar…

Bu olayda güzel olan ve beni etkileyen başka bir yön de kız arkadaşımın eşine olan güveninin yanı sıra, kendisine olan özgüveniydi de… Arkadaşım bir kadın olarak gerçekten özgüvene sahiptir.  Eşini çok sevdiği halde, hayatının merkezine koymaz. (Kendi yaşamınızın merkezinde daima kendiniz olmalısınız.) Onu çok sevdiğini biliyorum. Ama kendisine de değer veren ve kendisini her yönden seven, kendisine de saygısı olan biridir.

Bir kadının ya da erkeğin özgüveni, aslında zaten olması gereken önemi bir şey… Arkadaşım kendi değerini bildiği için eşini de kıskanmaz…

Kıskançlık sevgi değildir. Sevgide delik açan, boşluk yaratan bir duygudur. Elbette insancadır. Ama her olumsuz duygu gibi kıskançlık da kişinin kendisine zarar verir ve ilişkiyi yıpratır. O nedenle kıskançlık duyulduğu an onunla hareket etmek yerine, geçmesine, sevgide erimesine, yani yok olmasına izin vermek, geçirmek gerekir…

Sağlıklı ilişkiler, güven içinde yürüyen ilişkilerdir.


Arkadaşımın kocası, bu olayda eşine hayranlığının bir kat daha arttığını söyledi… O, telefonda eşinin o kadına verdiği cevaptan ve davranış şeklinden, kıskanmayıp o olaya paye vermemesinden çok etkilenmiş. Eşinin değeri gözünde daha da artmış…

Bir erkek ya da kadın kendisine güven duyulmasından olumlu anlamda gerçekten etkilenir… Güven duyduğunuz kişi, (tabi öncelikle onun da bunu size hissettirmesi önemli) sizin ona olan güveninize kolay kolay ihanet edemez…

Bir başka kız arkadaşımla geçenlerde sohbet ediyorduk. Ortak tanıdığımız, onun arkadaşı olan ama benim birkaç kez gördüğüm bir kızın çok güzel bir evliliğe sahip olduğunu anlattı bana. Yıllardır mutlu bir evlilik sürdürüyorlarmış… Ben kızı tanıdığım zaman henüz bekardı… Bana arkadaşım, onun evliliğinin ilginç bir başlangıcı olduğunu söyledi. Kızla eşini ortak arkadaşları tanıştırmışlar…

Dışarıdan bakıldığında tanıştırıldığı kişi öyle pek yakışıklı ya da çekici değilmiş. İyi bir insan olduğunu ve iyi bir kariyere sahip olduğunu söyledi arkadaşım. Tanıştırıldıktan bir süre sonra çıkmaya başlamışlar ve kısa sürede evlenmişler… Evlenen kız arkadaşımız da bu arada çok güzel ve çok iyi bir kariyere sahip. Onların evlilikleri dışarıdan bakınca ilk başta sanki olmazmış gibi gelmiş herkese, (kızla tanıştırmışlar ama kızın onunla çıkacağını hiç tahmin etmemişler, hele evleneceklerini hiç…)  o yüzden evlendiklerinde benim arkadaşım biraz şaşırmış… Yakın arkadaş oldukları için de kız arkadaşına eşini seçerken neyin onu bu karara ittiğini sormuş…

Arkadaşı ona, ”O gerçekten çok iyi bir insan. Bana o kadar güven verdi ki anlatamam…” demiş…  “Bir gün bile nerede olduğunu merak ettirmedi. Aradığımda her telefona çıktı ya da geri döndü…”

Uzun güzel, sağlıklı ve mutlu ilişkilerin pek çok sırrı var elbet…

Ama kuşkusuz ki, güven, hem kendine hem karşındakine, ilişkide altın anahtar…

Sağlıklı, mutlu bir ilişki kurmak ya da var olan ilişkiyi daha sağlıklı, mutlu hale getirip sürdürmek için…

O anahtarı hatırlayın… Kullanın… Güven duygunuzu açın…

Ve ilişkinizi, sevgilinizi/eşinizi her düşündüğünüzde mutluluk içinde gülümseyin…

Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin




İpek Cihan Bilgin'in web sitesi: 


http://www.duygusalarinma.com/


http://icbakademi.com/






Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin
















































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder