Kişi yükseliş yolunda ilerlerken, yaşamda kendisini
geliştirip yaşama olan bakış açısını yükseltirken, zaman zaman başka insanların
spiritüel veya kişisel gelişime ait edindikleri bilgilerin, kendisinden daha
fazla ya da daha az olduğunu düşünebiliyor.
Bana zaman zaman bununla ilgili sorular gelebiliyor
öğrencilerimden… Kişiler geriden geldiklerini ve başka insanlara göre daha az
bilgilere sahip olduklarını düşündüklerini anlatıyorlar.
Yaşam yolunda herkesin kişisel gelişim çalışmalarına ilgi
duymaya başladığı nokta farklıdır. Kimisi spiritüel veya kişisel gelişim
kitaplarını çok daha erken yaşlarda okumaya başlar. Bu tür eğitimlere katılmaya
daha genç yaşlarda adım atabilir. Kimisi ise yaşam yolunda daha ileri bir yaşta
bu tür konulara ilgi duymaya başlar.
Her bireyin hayat yolu farklıdır. Gelişimi de…
Bir kişinin nasıl ki yaşamdaki yolu, yaşamı, seçimleri,
görüntüsü ve parmak izi, kendine özgü ve farklıysa, yaşamdaki spiritüel uyanışı
ve ilerleyişi, kişisel gelişimi de çok farklı olabilir.
Bu nedenle insanların kendi yaşam yollarını, yaşam yolundaki
ilerleyişlerini, bunun hızını, gidişatını başkalarıyla karşılaştırmaları doğru
değildir. Bu evrensel gerçeklere zaten uymaz. Tamamen dünya sistemiyle ilgili,
dünyada gelişmiş olan rekabet ve kendini başkalarıyla karşılaştırma duygusundan
kaynaklanır ki bu da bir illüzyondur.
Bir kişi diyelim yaşamında ilerlerken, spiritüel uyanışı
daha geç bir yaşta yapar ama bakarsın ki öyle bir uyanır ki, onun aydınlanması
ve gelişimi, olgunluk ve bilgeliği, bu tür çalışmalara çok daha önce başlamış
ve önceden uyanmış bir kişininkinden çok daha ileri seviyede olabilir.
Ayrıca bilgiyi edinmek ve bilmek başka, onu hayata geçirmek
başkadır. Yani bir kütüphane dolusu kitap okursun ama hayata geçirmezsen hiçbir
işe yaramaz ve gelişmiş olmazsın. Bir kişinin bilgi seviyesi ancak o bilgiyi
hayata geçirişi ile doğru şekilde değerlendirilebilir. Bilgi eğer kişiyi hayatta ilerletiyorsa ve
yaşamındaki mutluluğu, iyiliği ve güzelliği arttırıyorsa doğru bilgidir ve
hayata geçmiş demektir. İşte o nedenle başka kişilerin bilgi seviyesiyle
kendininkini karşılaştırmak da doğru değildir.
Şunun da altını çizmekte fayda var: Bir kişi teknik olarak
çok şey biliyor olabilir, okumuş olabilir, eğitimlere katılmış olabilir. Ama
yaşamda ne yaptığın, evrensel olarak dünyaya, insanlığa ne kadar iyilikle
katkıda bulunduğun, ne kadar iyilik, güzellik ve ışık ürettiğin aslında farkı
yaratır. Yani asıl önemli olan çok
bilmiş okumuş olmaktan ziyade iyi insan olmak, erdemli, olgun, bilge insan
olmak ve diğer insanlara iyilik üreten, dünyaya iyilik üreten insan olmak.
Elbette bilgiye çok değer veren biri olarak bilgi önemsiz
demiyorum. Ama onu hayata geçirmek ve bilgiyi insanlık için dünya için iyilik
üretmek için kullanmak önemli diyorum.
Köyde yaşayan çok iyi bir insan, çevresine iyilikler yapan,
üreten katkıda bulunan birisi, şehirde çok daha iyi şartlarda yaşayıp, bir sürü
kişisel gelişim eğitimine gitmiş, pek çok kitap okumuş ama onları hayata
geçirememiş birisinden aydınlanma adına çok daha ileri bir noktada olabilir.
Benim tanıdığım 70’li yaşlarda bir çift, kızlarının
spiritüel ve kişisel gelişim kitapları okumaya başlaması ve okuduklarını
onlarla paylaşması sonrasında, onda olan güzel gelişimi, mutluluğu görüp bu tür
kitapları okumaya başladılar… Onlar bu başlangıçtan bir iki yıl sonra, bir gün
bir sohbetimiz esnasında bana “Çok şükür ki uyandık biz…” dediler. Ne mutlu
onlara bu farkındalıklarından dolayı. Onlar “Ne kadar geç kalmışız.”
demediler. “Çok şükür…” dediler. İşte bu
olumlu bakış açısı, geçmişi düşünmek yerine anda olana odaklanmak ve günün,
anın kıymetini bilmek, uyanışı sevinçle kucaklamak eminim onları yükseliş ve
ilerleyişte bir adım daha ileriye, yükseğe taşıdı…
Yükseliş, uyanış ve aydınlanma, bir idraktir. Kim olduğunu,
Kaynak’tan, Sevgi’den geldiğini, sonsuz bir ruh olduğunu, tanrısallığını
hatırlamak, dünyada sadece bir insandan ibaret olmadığını, aslında
tanrısallığınla sonsuz bir gücün parçası olduğunu, sonsuzluğunu ve
sınırsızlığını hatırlamaktır. Işık olduğunu, Işıktan geldiğini, Sevginin
kendisi olduğunu hatırlamaktır. Dünyada da kendin olmaktır. O tanrısallığınla
yaşamak ve yaşamda tüm yollarda sevgiyle yürümektir.
Tüm bilgiler, bize yaşam yolunda öğretmen olan herkes,
kitaplar, kişisel gelişim çalışmaları, eğitimler aslında bize bizi hatırlatmaya
çalışan tetikleyicilerdir. Ve bizler o tetikleyiciler, hatırlatıcılarla kim
olduğumuzu hatırlamaya çalışırız. O yüzden o bilgileri elbette alıp kullanalım.
Değerli hepsi.
Ama ana amacı unutmayalım.
Ana amaç bizim kim olduğumuzu hatırlamak. Tanrısallığımızı,
sonsuzluğumuzu, sınırsızlığımızı, ışık ve sevgi olduğumuzu, sonsuz ruh
olduğumuzu hatırlamak.
Ona uyanmak.
Hatırladığında, ışık olduğunu hatırladığında ışığını
açarsın. Işık olursun gene. Sen olursun. İşte aydınlanma dediğimiz şey. Işık
olduğunu yeniden hatırlamak.
Bizler yaşam yolumuzda, dünyada hayatı sürdürürken, yan yana
el ele gidiyoruz. Bu yolu hep birlikte yürüyoruz. Kimimiz geriden geliyor gibi
görünüyor, kimimiz yürümüyor patenle önden hızlı bir şekilde gidiyor… Kimi
önden gidiyor yolu açıyor, kimi arkadan geliyor, arkadan gelenlere destek olmak
için onları bekliyor. Yani herkes aslında yaşam yolu gereği yapması gerekeni
yapıyor. İlerlemeye, yükselişe niyet koyan herkes de yaşamdaki rolüne, görevine
göre ilerliyor.
Bu yazıyı, bana bu soruları soran öğrencilerim gibi soruları
olanlar varsa diye oturup yazmak istedim.
Sizler yaşam yolunuzda ilerlerken, kendinizi başkalarıyla
karşılaştırmak yerine, kendi hedefinize ve niyetlerinize odaklanın diyorum. Ana
amacımız, yükselmek ve ilerlemek. Işık
ve sevgiyle, mutlu, üretken, iyilikler içeren güzel bir hayat yaşamak. Ve
insanlara, dünyaya, ışık ve sevgiyle iyiliklerle güzelliklerle katkıda
bulunmak.
Yükselişe koyulan her niyet, yerini bulacaktır. İlerleme
hızınız görevinize göre değişir, Yaşam yolunuza, yaşamda yapmak istediklerinize
göre değişir. Aydınlanma idrak olduğu için de yavaş bile ilerlerken insan
kendini birden idrak etmiş bulabilir.
Siz eğer yükselişe niyet koymuşsanız, kendinizi ilerletmek
ve geliştirmek, daha mutlu, aydınlık güzel bir hayat sürdürmek için gayret
gösteriyorsanız, çalışıyorsanız şunu daima hatırlayın ki sizin bu güzel
niyetiniz mutlaka ve mutlaka yerini bulacaktır…
İnanmaya ve gelişmeye devam edin…
Sevgiyle,
İpek Cihan Bilgin
İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:
http://icbakademi.com/
Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder