11 Ekim 2018 Perşembe

Yaşamda ilerleyip gelişirken ilerleme hızlarımız neden farklıdır?




Kişi yükseliş yolunda ilerlerken, yaşamda kendisini geliştirip yaşama olan bakış açısını yükseltirken, zaman zaman başka insanların spiritüel veya kişisel gelişime ait edindikleri bilgilerin, kendisinden daha fazla ya da daha az olduğunu düşünebiliyor.

Bana zaman zaman bununla ilgili sorular gelebiliyor öğrencilerimden… Kişiler geriden geldiklerini ve başka insanlara göre daha az bilgilere sahip olduklarını düşündüklerini anlatıyorlar.

Yaşam yolunda herkesin kişisel gelişim çalışmalarına ilgi duymaya başladığı nokta farklıdır. Kimisi spiritüel veya kişisel gelişim kitaplarını çok daha erken yaşlarda okumaya başlar. Bu tür eğitimlere katılmaya daha genç yaşlarda adım atabilir. Kimisi ise yaşam yolunda daha ileri bir yaşta bu tür konulara ilgi duymaya başlar.

Her bireyin hayat yolu farklıdır. Gelişimi de…

Bir kişinin nasıl ki yaşamdaki yolu, yaşamı, seçimleri, görüntüsü ve parmak izi, kendine özgü ve farklıysa, yaşamdaki spiritüel uyanışı ve ilerleyişi, kişisel gelişimi de çok farklı olabilir.

Bu nedenle insanların kendi yaşam yollarını, yaşam yolundaki ilerleyişlerini, bunun hızını, gidişatını başkalarıyla karşılaştırmaları doğru değildir. Bu evrensel gerçeklere zaten uymaz. Tamamen dünya sistemiyle ilgili, dünyada gelişmiş olan rekabet ve kendini başkalarıyla karşılaştırma duygusundan kaynaklanır ki bu da bir illüzyondur.
Bir kişi diyelim yaşamında ilerlerken, spiritüel uyanışı daha geç bir yaşta yapar ama bakarsın ki öyle bir uyanır ki, onun aydınlanması ve gelişimi, olgunluk ve bilgeliği, bu tür çalışmalara çok daha önce başlamış ve önceden uyanmış bir kişininkinden çok daha ileri seviyede olabilir.


Ayrıca bilgiyi edinmek ve bilmek başka, onu hayata geçirmek başkadır. Yani bir kütüphane dolusu kitap okursun ama hayata geçirmezsen hiçbir işe yaramaz ve gelişmiş olmazsın. Bir kişinin bilgi seviyesi ancak o bilgiyi hayata geçirişi ile doğru şekilde değerlendirilebilir.  Bilgi eğer kişiyi hayatta ilerletiyorsa ve yaşamındaki mutluluğu, iyiliği ve güzelliği arttırıyorsa doğru bilgidir ve hayata geçmiş demektir. İşte o nedenle başka kişilerin bilgi seviyesiyle kendininkini karşılaştırmak da doğru değildir.

Şunun da altını çizmekte fayda var: Bir kişi teknik olarak çok şey biliyor olabilir, okumuş olabilir, eğitimlere katılmış olabilir. Ama yaşamda ne yaptığın, evrensel olarak dünyaya, insanlığa ne kadar iyilikle katkıda bulunduğun, ne kadar iyilik, güzellik ve ışık ürettiğin aslında farkı yaratır.  Yani asıl önemli olan çok bilmiş okumuş olmaktan ziyade iyi insan olmak, erdemli, olgun, bilge insan olmak ve diğer insanlara iyilik üreten, dünyaya iyilik üreten insan olmak.

Elbette bilgiye çok değer veren biri olarak bilgi önemsiz demiyorum. Ama onu hayata geçirmek ve bilgiyi insanlık için dünya için iyilik üretmek için kullanmak önemli diyorum.

Köyde yaşayan çok iyi bir insan, çevresine iyilikler yapan, üreten katkıda bulunan birisi, şehirde çok daha iyi şartlarda yaşayıp, bir sürü kişisel gelişim eğitimine gitmiş, pek çok kitap okumuş ama onları hayata geçirememiş birisinden aydınlanma adına çok daha ileri bir noktada olabilir.

Benim tanıdığım 70’li yaşlarda bir çift, kızlarının spiritüel ve kişisel gelişim kitapları okumaya başlaması ve okuduklarını onlarla paylaşması sonrasında, onda olan güzel gelişimi, mutluluğu görüp bu tür kitapları okumaya başladılar… Onlar bu başlangıçtan bir iki yıl sonra, bir gün bir sohbetimiz esnasında bana “Çok şükür ki uyandık biz…” dediler. Ne mutlu onlara bu farkındalıklarından dolayı. Onlar “Ne kadar geç kalmışız.” demediler.  “Çok şükür…” dediler. İşte bu olumlu bakış açısı, geçmişi düşünmek yerine anda olana odaklanmak ve günün, anın kıymetini bilmek, uyanışı sevinçle kucaklamak eminim onları yükseliş ve ilerleyişte bir adım daha ileriye, yükseğe taşıdı…

Yükseliş, uyanış ve aydınlanma, bir idraktir. Kim olduğunu, Kaynak’tan, Sevgi’den geldiğini, sonsuz bir ruh olduğunu, tanrısallığını hatırlamak, dünyada sadece bir insandan ibaret olmadığını, aslında tanrısallığınla sonsuz bir gücün parçası olduğunu, sonsuzluğunu ve sınırsızlığını hatırlamaktır. Işık olduğunu, Işıktan geldiğini, Sevginin kendisi olduğunu hatırlamaktır. Dünyada da kendin olmaktır. O tanrısallığınla yaşamak ve yaşamda tüm yollarda sevgiyle yürümektir.

Tüm bilgiler, bize yaşam yolunda öğretmen olan herkes, kitaplar, kişisel gelişim çalışmaları, eğitimler aslında bize bizi hatırlatmaya çalışan tetikleyicilerdir. Ve bizler o tetikleyiciler, hatırlatıcılarla kim olduğumuzu hatırlamaya çalışırız. O yüzden o bilgileri elbette alıp kullanalım. Değerli hepsi.

Ama ana amacı unutmayalım.

Ana amaç bizim kim olduğumuzu hatırlamak. Tanrısallığımızı, sonsuzluğumuzu, sınırsızlığımızı, ışık ve sevgi olduğumuzu, sonsuz ruh olduğumuzu hatırlamak.

Ona uyanmak.

Hatırladığında, ışık olduğunu hatırladığında ışığını açarsın. Işık olursun gene. Sen olursun. İşte aydınlanma dediğimiz şey. Işık olduğunu yeniden hatırlamak.

Bizler yaşam yolumuzda, dünyada hayatı sürdürürken, yan yana el ele gidiyoruz. Bu yolu hep birlikte yürüyoruz. Kimimiz geriden geliyor gibi görünüyor, kimimiz yürümüyor patenle önden hızlı bir şekilde gidiyor… Kimi önden gidiyor yolu açıyor, kimi arkadan geliyor, arkadan gelenlere destek olmak için onları bekliyor. Yani herkes aslında yaşam yolu gereği yapması gerekeni yapıyor. İlerlemeye, yükselişe niyet koyan herkes de yaşamdaki rolüne, görevine göre ilerliyor.

Bu yazıyı, bana bu soruları soran öğrencilerim gibi soruları olanlar varsa diye oturup yazmak istedim.

Sizler yaşam yolunuzda ilerlerken, kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak yerine, kendi hedefinize ve niyetlerinize odaklanın diyorum. Ana amacımız, yükselmek ve ilerlemek.  Işık ve sevgiyle, mutlu, üretken, iyilikler içeren güzel bir hayat yaşamak. Ve insanlara, dünyaya, ışık ve sevgiyle iyiliklerle güzelliklerle katkıda bulunmak.  

Yükselişe koyulan her niyet, yerini bulacaktır. İlerleme hızınız görevinize göre değişir, Yaşam yolunuza, yaşamda yapmak istediklerinize göre değişir. Aydınlanma idrak olduğu için de yavaş bile ilerlerken insan kendini birden idrak etmiş bulabilir.

Siz eğer yükselişe niyet koymuşsanız, kendinizi ilerletmek ve geliştirmek, daha mutlu, aydınlık güzel bir hayat sürdürmek için gayret gösteriyorsanız, çalışıyorsanız şunu daima hatırlayın ki sizin bu güzel niyetiniz mutlaka ve mutlaka yerini bulacaktır…

İnanmaya ve gelişmeye devam edin…

Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin






İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:

http://www.duygusalarinma.com

http://icbakademi.com/





Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır

(c) copyright İpek Cihan Bilgin




















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder