4 Haziran 2018 Pazartesi

Çalışma notları: Beliz'in ilişkilerde kısır döngüsünü aşma öyküsü






Beliz bir araştırma şirketinde çalışan 32 yaşında bekar bir kadındı. Bana danışmaya gelme sebebi, ilişkilerinde hep aynı kısır döngünün içinde olmasıymış. “Bir ilişkiye başlıyorum, güzel başlıyoruz, 2-3 aylık kısa bir sürenin sonunda ilişki bitiyor.” “Son birkaç ilişkimde başıma gelince, nedenini anlamak ve çözmek için size başvurdum.” dedi. Ve “Neden tekrar tekrar aynı şeyleri yaşıyorum?” diye sordu bana.

Beliz’in İlişkilerinin bitiş şekli de genellikle karşı tarafın onu terketmesiymiş…

Beliz kızıl bal rengi saçlı, güzel bir kadındı. Akıllı ve kültürlüydü, iyi bir işte çalışıyordu. Yani aslında bakıldığında, terkedilecek biri de pek değildi.
Bu detayı anlatıyorum çünkü aslında kişinin ilişkiyi ve yaşadıklarını, sahip olduğu bu fiziksel ya da statüsel özelliklerin değil, aslında kendi enerji alanının ve bilinç altının şekillendirdiğinin altını çizmek istedim.

Beliz’le çalışmamız sırasında ilişkilerle ilgili bilinç altında biriktirdiklerine baktık. Beliz’de terkedilme sık yaşandığı için, terkedilme korkusu vardı. Bir ilişkiye başlarken daha, bir gün terk edileceğinden korkuyordu aslında, tam fark etmese de bu onu için için yiyen bir duyguydu.

Bir şekilde bir terkediliş yaşayan ve o duyguyla ve ilişkiyle ilgili nötr olmayan kişi, bu duygusunu diğer ilişkilerine de yansıtır. Hatta, Çekim Gücü Yasası’yla, hayatına kişi çekerken, aslında bu korkusunu ona yaşatacak kişiyi bile çeker. Yani sonunda o korkuyu ona tekrar deneyimletecek kişiyi, onu terk edecek kişiyi…

İlişkilerde bir ilişki sonsuza dek sürecek diye bir şey yok elbette. Her zaman her ilişki için üç olasılık vardır. 1-a kişisi terkeder / 2-b kişisi terk eder / 3- ilişki hiç bitmez. Her ilişki bir olasılıklar zinciridir. O nedenle ilişkinin başında daha böyle bir korku taşımak aslında sadece o duyguyu taşıyan kişiyi yıpratır. Ve hatta onun hareketlerinden karşı tarafa yansır ve sonucu o şekle daha hızlı getirebilir.

Beliz’le olan çalışmamızda, Beliz’in ilk kırılma noktasının, yani ilk terkediliş hikayesinin üzerinde çalıştık ve o ilişkide onun bilinç altında kalan üzüntü, hayal kırıklığı, terk edilme acısı gibi olumsuz duyguları temizledik.

Sonra sırasıyla Beliz’in diğer ayrılıkla biten ilişkilerinin de onda bıraktığı olumsuz izleri temizledik. Acı, üzüntü, hayal kırıklığı, kırgınlık, kızgınlık, değersizlik duygusu gibi olumsuz duygular kalabiliyor bir ayrılığın ardından kişide. Kişi bu duyguları taşımaya devam ettiğinde, gelecekteki ilişkilerine de yansıtıyor ve çeşitli olumsuzluklar yaşayabiliyor ilişkisinde.

Beliz’in daha önceki ilişkilerle ilgili onda kalan olumsuz duyguları ve ilişkiyle ilgili genel olarak terk edilme korkusunu da temizlediğimizde, Beliz kendisini çok daha iyi hissetti. Daha güçlü ve mutlu hissetti.

Beliz’in ilişkilerinden kalan olumsuz duyguları temizledikten sonra bu sefer de onun ilişkilerle ilgili seçimlerine baktık. Beliz terkediliş hikayesi taşıyan tüm ilişkilerinde, gerçekten içine sinen bir seçim yapmamış. Neden o kişiler tam içine sinmeden bu seçimleri yaptığına baktığımızda ise bilinç altında “yalnız kalma korkusu” olduğunu gördük. Beliz bir ilişkisi olmadığında yalnız hissettiğinden, yalnız kalmamak için, aslında ona yaklaşım gösteren ama tam da içine sinmeyen kişileri seçmiş. Yani seçimleri aslında tam da doğru seçimler değil. İlişkiyi başlatan çıkış noktası ışık içermeyen, sevgiden olmayan bir duygudan geliyor. Yalnızlık korkusundan… Bir yola girerken, ister iş olsun, ister ilişkiler, çıkış noktası eğer sevgi içermiyorsa, o mutluluk getirmez.

Biz hepimiz, her birimiz, bütün ve tamam varlıklarız. Yarım elma miti doğru değil yani. Bizler birer tam elmayız. Ausey’in dediği gibi hepimiz başlı başına bir dünyayız. Biri olmadığında tam olan kişi, o biri geldiğinde onunla kendini tamamlamaz. Böylece o gittiğinde de yine tamdır. Hayatı da kendisi de…

Birliktelik, iki kişinin yan yana, mutlulukla, sevgiyle güzelliklerle yürümesidir. İki yarımın birbirini tamamlaması değil. Birbirini sevgiyle arttırmasıdır…

Beliz’le biz ilişkiler üzerine birkaç seans daha çalıştık. Her seferinde Beliz kendisiyle ilgili bilinç altındaki bir şeyi fark etti, o temizlendi ve Beliz o konuda kendisini çok daha mutlu, güçlü ve iyi hissetti.

İlişkilerle ilgili önemli bir nokta da Beliz’in kendisini ve değerini hatırlamasıydı. Bir kişi hayatınızdan gittiğinde kendi değerinizi sorgulamak, değeriniz azmış ya da azalmış gibi hissetmek tamamen illüzyondur. İnsanın değeri yaratılış itibariyledir. Ne biriyle artabilir, ne de azalabilir. Beliz terk edilmeleri yaşadığında özgüveni de kırılmış, kendi değerini sorgulamıştı.

İşte, gerçekte değerini, varlığının, Özünün değerini hatırlamak, Beliz’e de ilişkilerle ilgili boyut atlattı.

Biz daha sonra Beliz’le kadın erkek ilişkileri konusunu çalışmadık. Genelde işle ilgili ya da farklı konular danışmaya geldi. O, ilişkiler konusunu kafasında hallettikten sonra, ilerleyen zaman içinde de iş vasıtası ile  biriyle tanıştı. Şimdi onunla evli. Bana da düğün davetyesini getirdi. İlişkiler çalıştığım pek çok kişinin düğün davetyesini olduğu gibi Beliz’inkini de hala saklarım…

Şimdilerde de eşinin işi için yurt dışında yaşıyorlar…

Mutluluk herkesin hakkı… Varlığının özünde duran, çıkarılmayı bekleyen ışık… Çıkarıp yaymayı bekleyen… Mutluluğu engelleyen iç engeller, kişinin bilinç altında duran olumsuz duygular varsa, onları temizlemek, sevgiye dönüştürmek gerek… Ki böylece kişi hak ettiği mutluluğuna kavuşsun. Neşeyle, huzurla, güzelliklerle pırıl pırıl parlasın. Sevsin sevilsin…

Sevgiyle,

İpek Cihan Bilgin






İpek Cihan Bilgin’in web sitesi:












Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder