Bağışlamak;
iyileşmenin önemli adımı…
Hastalıklar ya da depresyon, panik atak gibi psikolojik durumlarda kişilerin kendilerine ya da o hastalığa / duruma kızmaları çok sık görülebilen bir şey. Çalışmalarıma gelen kişilerde de bu duruma çok sık rastlanabiliyor. Oysa bu zaten karmaşık olan bir durumu daha karmaşık hale getirmek demektir.
Hastalık veya
sorun – ne olursa olsun- orada ışığın, sevginin az olması durumudur. Yani o
konu aslında sevgiye, aydınlığa ve şifalanmaya ihtiyaç duyuyor demektir.
Kişinin konuyla ilgili yanının sevgiye ve şifalanmaya ihtiyacı var demektir.
Bir duruma ve soruna siz ışık yaydığınızda o sorun çözülür ve yok olur, ortadan
kalkar.
Kızgınlık ise
sevgiden uzak bir durumdur. Kızgınlık varsa orada sevgi yok demektir.
İşte o nedenle,
zaten sevgiye ve şifalanmaya ihtiyaç olan bir durumda, hastalıkta, sorunda, o
durumla ilgili kişinin kendisine veya o duruma kızması, suçlaması, olayı daha
da sevgiden uzak hale getirecektir.
Kişi kızgınlık
yerine, o konuyla ilgili kişileri, kendini veya konunun kendisini bağışlayarak,
o durumu ışığa açmış olacaktır…
Sonrasında ise
konuyla ilgili kişinin bilinçaltındaki her olumsuz duygunun temizlenmesi
gerekir. (Üzüntü, korku, acı, endişe, iyileşmeye dair inanç eksikliği gibi)
“Oysa Işık Hep
Vardır” kitabımın “Şifa” bölümünde aslında iyileşmekle ilgili pek çok şey
anlattım, okuyanlar bilirler…
Şimdi bugün burada
da kısaca şunu söylemek istiyorum ki, eğer herhangi bir hastalık ya da
depresyon, panik atak gibi durum yaşıyorsanız, o durumla ilgili kendinizi, herkesi, her şeyi ve o
durumu bağışlamalısınız. Bırakın o konu ışık alsın… Oraya sevgi yayılsın…
Siz iyileşme
niyetinizle ve iyileşeceğinize olan inancınızla her durumun üstüne sevgiyle
yükselebilirsiniz. Şifalanabilir, iyileşebilirsiniz. Evrendeki tüm taşlar sizin
şifalanma niyetinizle harekete geçer ve size yardım gelir. Bu harika doktorları
bulmak, tıpta bir mucize gerçekleşmesi, ya da kendi kendinize iyileşmeniz bile
olabilir…
Bir arkadaşım
onun teyzesinin kızına bundan yıllar evvel kanser teşhisi konulduğunu anlattı.
Teyzesinin kızının 6 aylık ömrü kalmış, kanser her yerine yayılmış. Doktorlar
yapılacak bir şey olmadığını söylemişler ve onu eve göndermişler. Teyzesinin
kızı da köyüne geri dönmüş… Ve teyzesinin kızı bu konunun üzerinden yıllar
geçmesine rağmen hala hayattaymış… Hatta kanser olduğunu bile unutmuş… Bir gün
biri bahsederken, “Aa ben de geçirmiştim.” demiş…
Herhangi bir
hastalık veya olumsuz durum yaşıyorsanız: Gerçekten yürekten iyileşme niyetiniz
ve bununla ilgili inancınız sizi iyileşmeye götürecektir… Siz herkesi, her şeyi,
kendinizi bağışlayın… Tamamen ışıl ışıl bir sağlığa odaklanın…
Bir gün
kendinizi o harika, mutlu noktada bulursunuz…
Çünkü imkansız
yoktur… Tanrı’yla her şey mümkündür…
Sevgiyle,
İpek Cihan
Bilgin
İpek Cihan Bilgin'in web sitesi:
http://www.duygusalarinma.com/
http://icbakademi.com/
Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin
İpek Cihan Bilgin'in web sitesi:
http://www.duygusalarinma.com/
http://icbakademi.com/
Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder