5 Nisan 2016 Salı

BAĞIŞLAMAK; İYİLEŞMENİN ÖNEMLİ ADIMI...




Bağışlamak; iyileşmenin önemli adımı…




Hastalıklar ya da depresyon, panik atak gibi psikolojik durumlarda kişilerin kendilerine ya da o hastalığa / duruma kızmaları çok sık görülebilen bir şey. Çalışmalarıma gelen kişilerde de bu duruma çok sık rastlanabiliyor. Oysa bu zaten karmaşık olan bir durumu daha karmaşık hale getirmek demektir.

Hastalık veya sorun – ne olursa olsun- orada ışığın, sevginin az olması durumudur. Yani o konu aslında sevgiye, aydınlığa ve şifalanmaya ihtiyaç duyuyor demektir. Kişinin konuyla ilgili yanının sevgiye ve şifalanmaya ihtiyacı var demektir. Bir duruma ve soruna siz ışık yaydığınızda o sorun çözülür ve yok olur, ortadan kalkar.

Kızgınlık ise sevgiden uzak bir durumdur. Kızgınlık varsa orada sevgi yok demektir.

İşte o nedenle, zaten sevgiye ve şifalanmaya ihtiyaç olan bir durumda, hastalıkta, sorunda, o durumla ilgili kişinin kendisine veya o duruma kızması, suçlaması, olayı daha da sevgiden uzak hale getirecektir.

Kişi kızgınlık yerine, o konuyla ilgili kişileri, kendini veya konunun kendisini bağışlayarak, o durumu ışığa açmış olacaktır…

Sonrasında ise konuyla ilgili kişinin bilinçaltındaki her olumsuz duygunun temizlenmesi gerekir. (Üzüntü, korku, acı, endişe, iyileşmeye dair inanç eksikliği gibi)

“Oysa Işık Hep Vardır” kitabımın “Şifa” bölümünde aslında iyileşmekle ilgili pek çok şey anlattım, okuyanlar bilirler…

Şimdi bugün burada da kısaca şunu söylemek istiyorum ki, eğer herhangi bir hastalık ya da depresyon, panik atak gibi durum yaşıyorsanız, o durumla ilgili kendinizi, herkesi, her şeyi ve o durumu bağışlamalısınız. Bırakın o konu ışık alsın… Oraya sevgi yayılsın…

Siz iyileşme niyetinizle ve iyileşeceğinize olan inancınızla her durumun üstüne sevgiyle yükselebilirsiniz. Şifalanabilir, iyileşebilirsiniz. Evrendeki tüm taşlar sizin şifalanma niyetinizle harekete geçer ve size yardım gelir. Bu harika doktorları bulmak, tıpta bir mucize gerçekleşmesi, ya da kendi kendinize iyileşmeniz bile olabilir… 

Bir arkadaşım onun teyzesinin kızına bundan yıllar evvel kanser teşhisi konulduğunu anlattı. Teyzesinin kızının 6 aylık ömrü kalmış, kanser her yerine yayılmış. Doktorlar yapılacak bir şey olmadığını söylemişler ve onu eve göndermişler. Teyzesinin kızı da köyüne geri dönmüş… Ve teyzesinin kızı bu konunun üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala hayattaymış… Hatta kanser olduğunu bile unutmuş… Bir gün biri bahsederken, “Aa ben de geçirmiştim.” demiş…

Herhangi bir hastalık veya olumsuz durum yaşıyorsanız: Gerçekten yürekten iyileşme niyetiniz ve bununla ilgili inancınız sizi iyileşmeye götürecektir… Siz herkesi, her şeyi, kendinizi bağışlayın… Tamamen ışıl ışıl bir sağlığa odaklanın…

Bir gün kendinizi o harika, mutlu noktada bulursunuz…

Çünkü imkansız yoktur… Tanrı’yla her şey mümkündür…


Sevgiyle,


İpek Cihan Bilgin





İpek Cihan Bilgin'in web sitesi:

http://www.duygusalarinma.com/

http://icbakademi.com/



Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder