25 Mart 2016 Cuma

GEÇMİŞİ BIRAKIP YENİ GÜZELLİKLERE İLERLEMEK...



Geçmişi bırakıp yeni güzelliklere ilerlemek...


Geçen gün bir arkadaşımla sohbet ediyorduk… Kız arkadaşından ayrılalı epey oldu aslında… Ama hala onu tam olarak kafasından atamadığını fark ettim…

İnsan, ne sebepten olursa olsun, birinden ayrıldığında elbette ki üzülüyor… Hele ki güzel şeyler yaşanmış, paylaşılmışsa… Güzel duygularla geçmişse ilişki… Aşkla, neşeyle, mutlulukla yaşanmışsa…

Ancak sonuçta ayrılık, ne sebep olursa olsun, ayrılıktır… Bir olay, iki kişi tarafından ya da tek, farketmez, bitmişse, bitmiş demektir… Geriye dönüp bakmak yerine, ilerlemek, ana gelmek lazım… Üzüntüyü sürdürmemek lazım…

Çalışmalarıma gelen kişilerde de zaman zaman fark ettiğim, insanların biten ilişkiye, aslında daha çok o ilişki sayesinde hissedilen güzel duygulara tutunmaya çalıştıkları… İlişki bittiği halde unutmak istememeleri. Bu aslında dram yaratmak ve kendine bu dramı yaşatmak demek… Kendini mutluluktan, neşeden, huzurdan ve  güzelliklerden uzak tutmak demek…

"Düne takılmak, bugünün ayağını sakatlar, yarının gözünü kör eder..." diye Ausey'in çok güzel bir sözü var… Yani aslında biten ilişkiyi unutmamaya çalışmak, tutunmaya çalışmak, şu anda aslında var olmayan bir şeyi sürdürmeye çalışmak demek. Bir ilizyonun içinde yaşamaya çalışmak demek. Geçmişe takılmak sadece kişinin kendisini daha çok acıtır. Mutluluktan uzak tutar…

İnsanlar kişilerden çok, o kişiyle ilgili kendi hissettiği duyguların güzelliğini bırakmak istemiyor aslında. Sanki bir daha başka hiç kimseyle o aşkı, o heyecanı, o duyguları, o yoğunluğu belki de, yaşayamaz sanıyor…

Ama gerçek elbette ki öyle değil…

Bir ilişki yürümemişse, her ne sebepten olursa olsun, yürümemiş demektir… Yani o kişi bir zamanlar size uygun olsa da, artık uygun değil demektir… Bu nedenle de uygun olmayan bir şeyi sürdürmeye çalışmak, hele ki bitmişse, sadece hayalde, kendi içinde sürdürmeye çalışmak, yalnız kişinin kendisini mutsuz eder…

Geçmişte yaşanan güzel duyguları, şu anda o kişi olmadan sürdürmeye çalışmak aslında sadece acıyı sürdürmek demek…

Eğer bir ilişkiniz bittiyse ve siz hala onu unutamıyorsanız, aslında şunu bilin ki, unutmak istemiyorsunuz demektir.

Kendi çalışmalarımdan, gelen kişilerden ve yıllardır edindiğim bilgi ve eğitimden, gözlem ve tecrübelerimden biliyorum ki birini unutmak isterseniz, kafanızda o kişiyi ve ilişkiyi gerçekten bitirirseniz, o bir anda bitebilir.

Çalışmama gelen biri, ayrıldığı kız arkadaşını unutamadığını söyleyerek başvurmuştu. Onunla tek seans çalıştık. Beni daha sonra aradığında, kapıdan çıktığı andan itibaren onu bir daha düşünmediğini anlattı. (Şimdi başkasıyla evli ve mutlu.) 

Bunun gibi pek çok örnek var, çalışmalarıma aşk acısı ile gelen ve sonrasında mutluluğu tekrar yakalayan…

Yani birini gerçekten unutmak isterseniz, yaparsınız. Ve yolunuza devam edersiniz.



Yaşam kendi başına çok güzeldir, her yerde hep söylerim. İnsan bu kadar güzel mavi bir gökyüzüne sahip, bu kadar güzel kokan rengarenk çiçeklerle, harika ağaçlar,  çocuk kahkahası ve güzel insanlar ile dolu bu güzel dünyada, kendisini mutsuz etmedikçe, onu mutsuz etmelerine izin vermedikçe kolay kolay mutsuz bir yaşam süremez…

Bu yazıyı okuyanlara önerim, eğer sizin de geçmişe dair takıldığınız, unutamadığınızı düşündüğünüz bir ilişkiniz varsa,  öncelikle kendinize olan sevginizi ve verdiğiniz değeri hatırlayın. Acı içinde yaşamaya mı, mutluluğa mı layık buluyorsunuz kendinizi?

Herkes değerlidir ve mutluluğa layıktır… Elbette ki siz de…

Şimdi bu yazıyı bile okurken burada karar verebilir ve yaşamınızda ilerleyebilirsiniz.

Geçmişte yaşanan her neyse, güzel olabilir, ama bırakın geçmişte kalsın…

Kendinizi yaşamın güzelliklerine açın…

Mavi göğün, çiçeklerin, baharın, şehrin her güzel köşesinin ya da doğanın keyfini çıkarmaya açın…

Mutluluğa açın…

Bakın ondan sonra yaşam size ne güzel yeni sürprizler hazırlıyor… Yeni ne güzellikler yaşatıyor…

Hazır mısınız?


Sevgiyle,



İpek Cihan Bilgin

İpek Cihan Bilgin'in web sitesi: 

http://www.duygusalarinma.com/


http://icbakademi.com/








Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder